“Türkiye’de kadının istihdamda adı yok” / Deutsche Welle, 8 Mart 2016

Türkiye’de kadının istihdamda adı yok

Hülya Schenk

Türkiye’de kadının iş gücüne katılım oranı yüzde 30 civarında. Bu oran, AB’deki kadın istihdamı ortalamasının yarısından bile az. Kadın örgütleri kadın istihdamını artırmak için yasal adımlar atılmasını istiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiyede erkeklerin istihdam oranı yüzde 70 civarındayken, kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 30. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile kıyaslandığında bu oran, Avrupa ortalamasının yarısından da daha az. AB istatistik dairesi Eurostat’ın 2015 verileri, Avrupa ülkelerinde çalışan kadın ortalamasının yüzde 62,3 olduğunu gösteriyor.

Avrupa’nın batısına ve kuzeyine doğru oran daha da artıyor. Avrupa ekonomisinin lokomotifi sayılan Almanya’da 20 ila 64 yaş arasındaki kadınların iş gücündeki payı yüzde 72,5 ile ortalamanın üzerinde. İsveç yüzde 77 ile başı çekerken, Danimarka’da da kadınların yüzde 72’si çalışıyor. Kadın istihdamının en düşük olduğu Avrupa ülkesi Malta’daki oran ise Türkiye’nin bile üzerinde, yüzde 43.

“Ortalamanın altındayız”

Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı Sanem Oktar, OECD ülkelerinde kadın istihdamı ortalamasının yüzde 58 olduğuna ve Türkiye’nin OECD ülkelerinin de gerisinde kaldığına dikkat çekerek Türkiye’deki tabloyu şöyle özetledi: “Türkiye’de 8 milyon 100 bin kadın istihdam altında. Fakat bunların da sadece yüzde 45i kayıt altında. Kadınlar daha çok nerede çalışıyor derseniz; tarım sektörü, hizmet sektörü, sanayi ve turizm sektörü bunlardan birkaçı. Ama tarım sektöründe kadının çalışma oranına baktığımız zaman bu kadınların neredeyse yüzde 90’ının kayıt dışı çalıştığını görüyoruz. Dolayısıyla hem Türkiye’de kadın çalışan sayısı az hem de kayıtlı çalışan kadın sayısı az. İki nokta da dünya ortalamasının altındayız.”

Yönetici kadınlar ve kota uygulaması

TÜİK’e göre kamusal alanda kadın yönetici oranı yüzde 9,4. Şirketlerle ise bu oran biraz daha yükseliyor. Avrupada da karar verici pozisyondaki kadın oranı cinsiyet eşitliğini yansıtmasa da Türkiyedeki ortalamanın üzerinde. Almanya’da yönetici pozisyonunda çalışan kadınların oranı yüzde 30 civarında. Ancak şirket büyüdükçe kadın yönetici sayısı azalıyor. Bu nedenle 1 Ocak 2016’da Almanya’da yürürlüğe giren bir yasa, büyük şirketlerin yönetim kurullarına en az yüzde 30 oranında kadın yönetici kotası öngörüyor.

Böyle bir kota Türkiyede de işe yarar mı? KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, Türkiye’deki kadınların da bu yönde isteği ve önerisi olduğunu belirterek şöyle sürdürdü:

“Çünkü aradaki uçurum o kadar fazla ki bunu kendi haline bıraktığınız zaman çok yavaş ilerleyecek. Hatta Dünya Ekonomik Forumu’nun bir raporu var: Eğer bu hızda gidersek; ancak 118 yıl sonra kadın ve erkek, fırsat eşitliğine ulaşabilecek. Dolayısıyla kota gibi uygulamalar kadınlar için birer fırsat oluyor aksi halde bu dengeyi bozmanız pek mümkün değil.”

Yarı zamanlı çalışma

Ancak istihdamda kadın kotası getirilmesi Türkiyede siyasi partilerin gündeminde olan bir konu değil. TBMM’ye bu yönde şimdiye kadar hiçbir yasa teklifi sunulmadı. TBMMde bu yılın başında sadece kadınların çalışmasını destekleyeceği düşünülen bir torba yasa kabul edildi. Yasa, doğum sonrası kadınların yarı zamanlı çalışmasına ilişkin yeni düzenlemeler içeriyor.

Ancak Kadın Emeği ve İstihdam Girişimi (KEİG) adlı platform, ebeveynlere yarı zamanlı çalışma seçeneği sunan bu düzenlemenin gerçekçi görünmediği kanısında. KEİG, ayrıca yasada öngörülen özel istihdam bürolarının da kadın istihdamını olumsuz yönde etkileyeceğini savunuyor. KEİG üyesi İdil Soyseçkin, yasada aslında ebeveyn ifadesinin kullanıldığını, ancak Türkiye’de çocuklara genellikle kadının bakması nedeniyle yasanın kadını ilgilendirdiğini söyledi. Yarı zamanlı çalışmanın eksik ücret anlamına geldiğini ve bunun da emekliliği imkânsızlaştırdığını belirten Soyseçkin, sadece geliri iyi olan kadınlar için bu yasal düzenlemenin bir anlam ifade ettiğini dile getirdi.

Kadının çalışmasını engelleyen temel nedenlerin giderilmesi gerektiğini belirten Soyseçkin, kadınların çoğunlukla hane içindeki sorumlulukları ve çocuk bakımı nedeniyle çalışamadığına işaret etti. Soyseçkin, “Kamusal olarak bu hizmetlerin ücretsiz ya da çok düşük ücretli sağlanabiliyor olması lazım. Ayrıca erkeklerin de bu sorumlulukları eşit bir şekilde paylaşması gerekiyor. Dolayısıyla bizim temel aldığımız iki nokta var. Bakım hizmetlerinin kurumsallaşması ve sorumlulukların hane içinde eşit şekilde paylaşılması gerekiyor.”

Kadın daha yoksul

Ücret adaletsizliği de cinsiyet eşitliği önündeki bir diğer sorun. Türkiye İstatistik Kurumu’nun son verilerine göre, Türkiye’de geçen yıldan bu yana kadın istihdamı yüzde 27’den yüzde 30’a çıksa da kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor. Yüksek okul mezunu bir kadının yıllık kazancı, aynı eğitim seviyesinden bir erkeğin kazancından yüzde 1,3 daha düşük.

Bunun sonucu olarak da Türkiyede kadın daha yoksul. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre, aile reisi kadın olan hanelerde yoksulluk daha yüksek. Araştırmada Türkiye’de hanelerin yüzde 17,6’sında aile reisinin kadın olduğu ve bu hanelerden üçte birinin maddi yoksunluk içinde yaşadığı kaydedildi.

* Bu haber 8 Mart 2016’da Deutsche Welle‘de yayımlanmıştır.

Şunlar İlginizi Çekebilir...