İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkı
Sözleşmeli çalışanlar 4857 Sayılı İş Kanunu’na tabidir. Bu kanunun kapsamadığı kişi ve gruplar madde 4’de sıralanmıştır. Kadınların yoğun olarak çalıştığı ev hizmetleri ve ev eksenli çalışma maalesef bu kanun kapsamında değildir.
En önemli haklran biri, işverenin çalışanlarının kişiliğini korumak, saygı göstermekle, psikolojik ve cinsel tacize uğramamalarını sağlamakla ve sağlığı ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olmasıdır. Borçlar Kanunu madde 417 ve İş Kanunu madde 77 bu yükümlülüğü düzenler. Bir başka deyişle işçi, işyerinde sağlığının ve güvenliğinin sağlanması, korunması ve bunun için gerekli tedbirlerin işveren tarafından alınması hakkına sahiptir.
İş Kanunu madde 83, işçinin “iş sağlığı ve güvenliği açısından işçinin sağlığını bozacak veya vücut bütünlüğünü tehlikeye sokacak yakın, acil ve hayati bir tehlike” ile karşılaştığında varsa iş sağlığı ve güvenliği kuruluna yoksa işveren ya da işveren vekiline durumun tespit edilmesi ve gerekli önemlerin alınması için başvurabilir, başvurunun cevabını yazılı isteyebilir. İşveren yada işveren vekili tespitin sonucunu yazılı olarak bildirmesi zorunludur. Yine İş Kanunu’nda işçinin sağlığı ve güvenliğini sağlamayan işverene uygulanacak olan cezai yaptırımlar madde 105’de belirtilmiştir. İşyerinde işçinin sağlığı ve güvenliğini tehdit eden herhangi bir unsur tespit edildiğinde İş Kanunu madde 79 uyarınca tehdit ortadan kaldırılıncaya kadar işin durması veya işyerinin kapatılması söz konusudur.
Ayrımcılığa Uğramama Hakkı
İş Kanunu madde 5 eşit davranma ilkesini belirler. Bu ilke kadınların iş sözleşmesinde, çalıştıkları sırada ve iş sözleşmesi fesh edilirken cinsiyet temelli ayrımcılığa uğramasını engeller. “İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz… İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz. Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz.”
Bu konu, “İşyerinde yarımcılık, cinsel taciz, mobbing, şiddet…” başlığı altında detaylı olarak ele alınmıştır.
İş Sözleşmesine Dair Haklar
İş Kanunu madde 22 işverenin çalışma koşullarına ilişkin değişikliğe gitmesi halinde, durumu yazılı olarak işçiye bildirmek zorunda olduğunu belirtir. Bu şekilde yapılmayan değişiklikler işçiyi bağlamaz. Bir başka değişle, işçinin çalışma durumunda yapılması öngörülen değişikliği bağlayıcı olmadan evvel bilme hakkı vardır. Buna ek olarak, madde 19, işverenin iş sözleşmesini feshetmesi halinde fesih nedenini açıkca yazılı olarak bildirmek zorundadır. Eğer işçi fesih bildiriminde herhangi bir gerekçe gösterilmemiş ise ve ya belirtilen gerekçenin gerçek olmadığını düşünüyorsa madde 20 uyarınca İş Mahkemesi’ne başvurabilir. Ayrımcılık nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiği iddiası varsa, işçi bu iddiasını kanıtlamak durumundadır. İşverenin hangi durumlarda iş sözleşmesini fes edebileceği madde 25’de sıralanmıştır. Bunun yanı sıra işçinin iş sözleşmesini feshedebileceği durumlar da madde 24’de belirtilmiştir.
Gebelik Halinde Kadının Hakları ve Süt İzni
4857 İş Kanunu madde 74 gebelik halinde çalışmayı ve süt izinini düzenler. Bu maddeye göre doktor raporu ile sağlık durumu gerektirdiği ölçüde hamile kadın daha hafif işlerde çalışabilir, bu durum ücrette bir azalma yaratmaz. Bunlara ek olarak, gebelik boyunca sağlık kontrolleri için ücretli izin uygulanır. İşveren bu nedenlerle ücrette bir değişim yapmak isterse bu durum madde 5’de belirtilen eşit davranma ilkesine aykırılık teşkil eder.
Gebe kadının doğumdan önce ve doğumdan sonra sekizer hafta olarak toplam onaltı hafta izni vardır, çoğul gebeliklerde doğumdan sonra on hafta izin verilir.