KEİG Platformu Basın Açıklaması
Mayıs 2014
SOMA’DA YAŞANAN KADER DEĞİL İŞ CİNAYETİDİR: TAŞERON ÇALIŞMA ÖLDÜRÜR!
(metne ulaşmak için tıklayın)
Ölümlü iş ‘kazalarında’ dünya üçüncüsü, ölümlü kaza oranı AB ortalamasının 7 katı bir ülke [1], kayıtsız çalışanlar dahil iki milyonun üstünde taşeron işçi, “madenciliğin fıtratında ölüm var,” diyen bir başbakan [2], -resmi rakamlara göre- katledilen 301 işçi… Ölü sayısının açıklanandan çok daha fazla olduğuna ve saklandığına dair korkunç iddia…
Bu iddia yetkililerce reddedilse de ölen işçilerin ailelerinin isyanlarının güvenlik güçlerince zorla engellenmesi, Somalıların, Soma’ya gidenlerin, Soma’da bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarının ve yönetim kurulu üyelerinin darp edilerek gözaltına alınması [3] ve Soma’da yapılacak tüm protesto eylemlerinin belirsiz bir tarihe kadar yasaklanması, bu iddianın gerçekliğini akıllara getiriyor. Günlerdir hepimiz bir akıl tutulması yaşıyoruz.
İddialar ve de karşısındaki en çıplak gerçek: Taşeronlaştırma öldürüyor. İşçinin kuralsız ve güvencesiz çalıştığı taşeron sistemi, çalışma hayatının toptan eğretileşmesi anlamına geliyor.
Rödavans değil gizli taşeron sistemi!
Soma Kömür İşletmeleri, Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) alt işvereni. Yani, TKİ adına işletme yapıyor ve ruhsat sahibi TKİ ile işletme arasında yapılan sözleşmede anlaşılan kömür oranında işletmeye ödeme yapılıyor. Rödavans olarak adlandırılan bu uygulama aslında ‘gizli’ taşeron sistemi.
Bu sistemle çalışma sürelerini uzatan ve “verimliliği sağlayan” (saatlik veya parça başı ücret gibi) uygulamalar hızla yerleştiriliyor. Ayrıca Soma gibi tütün, pancar ve pamuk yetişen verimli toprakların ekolojik yıkımla verimsizleşmesi, tarımdaki desteklemelerin ortadan kaldırılması, tarım üreticilerinin banka kredileri yoluyla borçlandırılması ve dolayısıyla mülksüzleştirilmesi de tarımdan madene akan ucuz işgücünün kaynağı oluyor. Katliam hakkında yayınlanan tüm programlarda mikrofon uzatılan işçiler, yakınlarının öldüğü madende çalışmaya mecbur olduklarını, çünkü yaşadıkları bölgede başka iş imkanının kalmadığını ve borçlarının olduğunu anlatıyorlar.
Taşeron çalışma, Türkiye’de her zaman yaygın bir çalışma biçimi olsa da AKP’nin yasalaştırdığı İş Kanunu ile alt işveren adı altında yasal bir dayanak kazanarak büyük bir hızla büyümüştür [4]. Şu an yalnızca özel sektörde değil, belediyelerden kamu kuruluşlarına her yerde, taşeron çalışma bir norm haline gelmeye başlamış bulunmaktadır. “Kadın İstihdam Paketi” tartışmalarında da gördüğümüz gibi yıllardır ifade edilen kıdem tazminatının tasfiyesi, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilmesi, taşeronluğun yaygınlaştırılması, kadın istihdamının arttırılması üzerinden tüm işgücü piyasasının eğretileştirilmesine yöneliktir.
İhmal ve denetimsizlik iş cinayetlerine götürüyor!
İşçi sağlığı ve güvenliği için olmazsa olmaz iş yeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı hizmetleri, Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri’nden (OSGB) satın alınabildiğinden işçi sağlığı ve güvenliği sistemi de piyasalaştırılarak taşeronlaştırılmakta ve bu da denetimsizlik anlamına gelmektedir [5]. Hükümetin üst kademeleri tarafından 1. sınıf olduğu ileri sürülen bir madende yaşanan iş cinayetleri, “denetimlerin önceden haberli bir şekilde ve üstün körü yapıldığı” tezini doğrulamaktadır. Daha çok kâr mantığı üzerinde yükselen neoliberal ekonomi anlayışı, işgücü ve teknoloji maliyetlerini düşürerek kârı arttırmakta ve bu durum kanunlarla normalleştirilmektedir. Taşeronlaştırma yalnızca işin maliyetinin düşürülmesini getirmez, işgücünün bu uygulamalar karşısında örgütlenmesinin önünde de engel oluşturur. Bu nedenle Soma katliamının kadere bağlanmaya çalışılması da şaşırtıcı değildir.
Devlet, hem TKİ’nin üretim sürecinde almadığı önlemler hem de yetersiz/ taşeronlaşmayı meşrulaştıran denetim(sizlik)leri nedeniyle Soma’daki iş cinayetlerinin birinci dereceden sorumlusudur. Soma’da gerçekleşen iş kazaları ile ilgili bir komisyonun kurulmasıyla ilgili olarak 2013 Ekiminde verilen önerinin Meclis gündemine ancak 7 ay sonra gelmesi ve diğer üç partinin imzaladığı önergenin AKP milletvekillerinin oyları ile reddedilmesi [6], hükümetin sorumluluğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Yaşanan katliamın ikinci sorumlusu ise gerekli önlemleri almayan işverendir. Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan’ın bir röportajında “TKİ’nin 140 dolara mal ettiği kömürü 23,80 dolara mal etmekle” övünmesi [7], özel sektörün işçilerin sağlığından, güvenliğinden ve insana yaraşır çalışma koşullarından ödünle maliyetleri düşürdüğünün en açık ifadelerinden birisidir.
Var olan yasal değişikliklere ek olarak, yeni hazırlanan yasa değişiklikleri ile asıl işlerin de taşerona verilmesi mümkün hale gelerek, kuralsız, güvencesiz ve insani olmayan koşullarda çalışmanın önü sınırsızca açılmak istenmektedir.
İş kazaları en çok metalden eşya üretiminde yaşanırken, ölümlü kaza en çok inşaat sektöründe, ardından ise madencilikte olmaktadır [8]. Bunun yanında görünmezleştirilen ev eksenli çalışma, ev işçiliği gibi iş yerinin ev olduğu çalışma biçimleri dolayısıyla yaşanan ölümler, yaralanmalar ve/ya meslek hastalıklarına dair ise elimizde herhangi bir veri yoktur.
Sorumlular cezalandırılsın, iş cinayetleri son bulsun!
İş kazaları önlenebilir hataların/ ihmallerin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Soma’da yaşanan ihmaller zinciri devletin çalışma yaşamını taşeronlaştırma, güvencesizleştirme politikalarının ve maliyet kaygısı ile hareket eden işverenin ortak sorumluluğudur.
* Tüm sorumlular cezalandırılmalıdır.
* Soma iş katliamında ölenlerin yakınlarına ve sağ kurtulanlara tazminat ödenmelidir.
* Madenlerde çalışmak zaruret olmaktan çıkarılmalı başka çalışma alanları sağlanmalıdır.
* Örgütsüz, güvencesiz, iş güvenliği içermeyen çalışma koşullarını pekiştiren taşeron sistemi hemen uygulamadan kaldırılmalıdır.
* Kadınlara da öngörüldüğü gibi, “madem ki iş istiyorsun, koşullara razı ol,” politikasına son verilmeli, insani kalkınma yaklaşımı temel alınmalıdır.
Dipnotlar:
[1] http://www.bianet.org/bianet/siyaset/122483-turkiye-olumlu-is-kazalarinda-dunya-ucuncusu
[2] http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/erdogan-bu-isin-fitratinda-var-haberi-92417
[3] http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26436648.asp
[4] http://www.sendika.org/2014/05/taseron-manyakliginin-fitratinda-olum-var-can-safak/
[5] http://www.sendika.org/2014/05/isci-sagligi-is-guvenligi-acisindan-somada-kim-sorumlu/
[6] http://www.radikal.com.tr/turkiye/meclis_somayi_arastirmayi_29_nisanda_reddetti-1191922
[7] http://www.radikal.com.tr/turkiye/soma_holding_komur_maliyetini_nasil_dusurdu-1192019
[8] http://www.imo.org.tr/resimler/dosya_ekler/424fa7ca2c09435_ek.pdf?dergi=143