Mikrokredi ve Girişimcilik Masalı

Mikrokredi ve Girişimcilik Masalı

Mikrokrediyle ilgili yakın zamanda iki gelişme yaşandı. İlki, Turkcell ile Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) işbirliğiyle gerçekleşen “Ekonomiye Kadın Gücü” projesinin, geçen ay halkla ilişkiler alanında bir organizasyon olan IPRA Altın Küre Ödülleri tarafından ödüllendirilmesiydi. Proje, hem “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” kategorisinde birincilik ödülü aldı hem de IPRA Büyük Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca, Ekonomiye Kadın Gücü kapsamında mikrokredi alan girişimci bir kadın törene katılarak kendi ürettiği bir ürünü IPRA 2014 Dünya Başkanı Dr. Zehra Güngör’e hediye etti. Söz konusu habere [1] baktığımızda, Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler’in daha fazla kadına mikrokredi verme amacında olduklarını ve projeyi hayata geçirmelerinin üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen “girişimci” kadın sayısının 55 binden 68 bine ulaştığını ifade ettiğini görüyoruz.

İkincisi, Ekonomiye Kadın Gücü projesi çerçevesinde birkaç gün önce çıkan haberdi[2]. Bu proje çerçevesinde 8 Mart’ta “sosyal işletmecilik” modeli uygulamaya kondu. Buna göre Ekonomiye Kadın Gücü projesi kapsamında destek alan kadınların TL dakika ya da TL kontör kartları satarak gelir elde etmeleri bekleniyor. Bununla beraber 68 bin mikro kredi alan “girişimci” kadın sayısının 100 bine ulaşması hedefleniyor. Haberde örnek verilen girişimci bir kadının, “Geri ödeme konusunda da sağlanan güven sayesinde hiçbir sıkıntı yaşanmadım,” sözleri yer alıyor.

Geçen sene basına ve kamuoyuna duyurmak üzere mikrokredi uygulamalarını eleştiren bir bildiri yayınlamıştık[3]. Yoksul kadınlara “girişimcilik” adı altında faizle (onlar hizmet bedeli diyor) verilen mikrokredilerin, kadınları yoksulluktan kurtarıp güçlendirmesi bir yana, daha fazla güçsüzleştirebileceği konusunda uyarılarda bulunmuştuk. Bu gelişmeler vesilesiyle konu hakkındaki eleştirilerimizi yeniden hatırlatmak istiyoruz. Her şeyden önce girişimcilik kavramının yanlış kullanıldığını görüyoruz. Öztürkler’in verdiği sayıyı baz aldığımızda, mikrokredi alan her kadının girişimci olduğu gibi yanıltıcı bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Diğer haberde de mikro kredi alan 68 bin kadının girişimci olduğu vurgulanıyor. Oysa girişimcilik başka bir şey, 700 liralık bir krediyle ufak çaplı bir iş yapıp ufak kazançlar elde etmek başka bir şeydir.
 
Burada “girişimcilik” kelimesinin bu kadar sık vurgulanmasının, işin reklam boyutuyla ilgili olduğu çok açık. İkincisi, kırk yılı aşkın bir süredir uygulanan mikrokredi programlarının ne yoksulluğu azalttığına ne de kadınları güçlendirdiğine dair ciddi bir veri var. Şirketler bu uygulamalara imza atarak kendi reklamlarını yapıyor ve bunu yaparken de birkaç başarı hikâyesinin reklamını yaparak, mikrokredinin doğrudan kadınları girişimci yapıp güçlendirdiği algısını yaratıyor. Oysa daha önce, mikrokredi kullanan kadınların ezici çoğunluğunun dikiş-nakış gibi “kadınlık” rollerini pekiştiren alanlara yöneldiklerini, ürünlerini satamadıklarını, bu nedenle çoğu zaman haftalık taksitlerini ödemede zorlandıklarını ve borç yükü altında daha fazla ezildiklerini belirtmiştik. Bunun yanı sıra aldığı mikrokrediyi doğrudan evdeki erkeklere veren kadınların varlığını gösteren çalışmalardan[4] da bahsetmiştik.

Üçüncüsü, Türkiye’de kadın istihdamının durumu bu kadar içler acısıyken ve bizler istihdamın bir sosyal hak olarak devlet mekanizmaları tarafından cinsiyet eşitliği perspektifinden sağlanması gerektiğini vurgularken, bu kadar ciddi bir sorunun mikrokredi gibi geçici çözümlerle maskelenmesi ve göz ardı edilmesi kabul edilemez. Elbette bazı kadınlar evden ya da yarı zamanlı çalışmayı daha uygun buluyor olabilir, fakat kalkıp mikrokrediyi kadınların işsizliğini çözmede sihirli değnek ve birincil çözüm olarak sunmak, devletin sorumluluklarını şirketlerin ve piyasanın insafına bırakmaktan başka bir anlama gelmemektedir. En önemlisi, medyada mikrokredi faizsiz ve geri ödemesi son derece kolay bir şey olarak gösterilmektedir. Oysa bazı araştırmalarda[5], mikrokredi programlarının geri ödemeler konusunda son derece baskıcı bir tutum sergilediklerini, borcun ödenmediği durumlarda grup baskısının devreye sokulduğunu ve böylelikle kadınların manevi açıdan da savunmasız bırakıldıklarını görüyoruz. Hatta Hindistan’da borç ödeme baskısına dayanamayıp intihar eden pek çok kişi gazetelerde haber olmuştu[6].

Buradan tekrar, mikrokredi gibi serbest piyasa mekanizmalarının, kadın istihdamı ve emeği meselesini daha fazla görünmez kıldığını hatırlatmak istiyoruz. Bu yolla kadınlara, eğer çok çalışır ve başarılı olurlarsa “kaderlerini” değiştirebilecekleri, ama başarılı olamazlarsa da bunun kendi yetersizliklerinden kaynaklandığı mesajı veriliyor. Bu nedenle medyada sürekli olarak “girişimci” kadın örnekleri dile getirilerek mikrokredinin kadın işsizliğini çözmede sihirli değnek olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor. Oysa biz, temel ihtiyaçlarını sağlayamayanlara faizli mikrokredi verilmesini değil, bu ihtiyaçların sosyal hak olarak devlet bütçesinden sağlanmasını talep ediyoruz. Ayrıca, herkesin yeteneği ve becerisine göre çalışma hakkına sahip olduğunu, bu hakkın piyasa tarafından değil devlet tarafından güvence altına alınması gerektiğini savunuyoruz.

———————————————–
Dipnotlar:
[1] “IPRA’danTurkcell’e ödül”, Sabah, http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2014/01/06/ipradan-turkcelle-odul
[2] “Turkcell’den girişimci kadınlara gelir desteği”, Kazete, http://kazete.com.tr/haber_Turkcell%E2%80%99den-girisimci-kadinlara-gelir-destegi_30625.aspx
[3] Bildirinin tam metni için bkz.http://www.keig.org/content/gundemimiz/Ocak%202013-mikrokredi%20keig.pdf
[4] Bkz. Adaman, Fikret ve Bulut, Tuğçe (2007) Diyarbakır’dan İstanbul’a 500 Milyonluk Umut Hikâyeleri: Mikrokredi Maceraları, İstanbul: İletişim; Arı, Semiha ve Diner, Çağla (2012) “Batman’da Mikrokredi Programı ve Sosyal Girişimcilik Meselesi”, 7. Karaburun Bilim Kongresi Bildiri Metni, İzmir; Rahman,Aminur(1999) “Micro-creditInitiativesforEquitableandSustainable Development: WhoPays?”World Development 27 (1).
[5] Bkz. Arı, Semiha ve Diner, Çağla (2012) “Batman’da Mikrokredi Programı ve Sosyal Girişimcilik Meselesi”, 7. Karaburun Bilim Kongresi Bildiri Metni, İzmir;Karim, Lamia (2008) “Demystifying Micro-credit: TheGrameen Bank, NGOs, andNeoliberalism in Bangladesh”, Cultural Dynamics 20 (1): 5-29.
[6] SoutikBiswas, “India’s Micro-financeSuicideEpidemic”, BBC News, http://www.bbc.co.uk/news/world-south-asia-11997571

Şunlar İlginizi Çekebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.