KEİG Platformu, 28 Ocak’ta Meclis’ten geçen torba yasa ile Meclis gündemine sunulan yeni tasarının içeriğini irdelemek ve öne sürdüğü gibi kadın istihdamını artırıp arttırmayacağını değerlendirmek üzere bir açıklama yayınladı.Kadınların yarı zamanlı çalışmaya teşvik edildiği ve geleneksel cinsiyet rollerine hapsedildiği vurgulanan açıklamada, torba yasanın kadın istihdamını özel istihdam büroları aracılığıyla olumsuz yönde etkileyeceği ifade edildi.
28 Ocak tarihli torba yasa ne getiriyor?
Açıklamada, 1. çocuk için 2 ay, 2. çocuk için 4 ay ve 3. çocuk için de 6 ay yarı zamanlı çalışma seçeneği sunulan yasanın aslında kadınların bu hakları kullanması açısından gerçekçi görünmediği belirtiliyor. Yarı zamanlı çalışmayı tercih eden kadın işçi, süt izni kullanma hakkını kaybederken, bu seçeneği kullanabilmesi için doğum öncesindeki 3 yıl içinde 600 gün işsizlik sigortası priminin yatırılmış olması gerekiyor. Yarı zamanlı çalışmanın, kadınların bakım yükünü “kısmen” azaltacağı şeklinde yorumlanabilse de, diğer yarım gün için bakım ihtiyacının devam ettiği ifade ediliyor. Özellikle büyük şehirlerde yolda geçen süre de hesaplandığında bakım sorununu ortadan kaldırmadığı ve ücretsiz, ulaşılabilir kreş ya da bakımevi ihtiyacının devam ettiği vurgulanıyor.
Hem işçi hem memur kadınlar için hak kaybı
İşçi kadınlar açısından, “son üç yılda 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olması koşulu”nun bu seçeneği kullanabilecekleri daha baştan sınırlandırdığı belirtiliyor. Ayrıca, işverenin maliyetleri arttıracağı için yarı zamanlı iki işçi çalıştırmayı tercih etmeyeceği, dolayısıyla düzenlemenin özel sektörde kadın istihdamını azaltıcı etkisi olacağı vurgulanıyor. Yarı zamanlı çalışma seçeneğini kullanması daha muhtemel görünen memur kadınlar için ise, 3 çocuk için toplamda 16.5 yıllık sürede gerçekleşecek kesintiler sebebiyle hem ücret hem de emeklilik hakkı açısından ciddi kayıpların yaşanacağının altı çiziliyor.
Yeni tasarı ve özel istihdam büroları
Açıklamanın devamında, Meclis’te bekleyen ve İş Kanunu’ndaki ilgili maddeye, “özel istihdam büroları aracılığıyla da geçici iş ilişkisi kurulmasını sağlayacak” şekilde ek yapılmasını ve İŞKUR Kanunu’ndaki geçici iş büroları yasağını kaldırmayı öngören yasa tasarısı değerlendiriliyor. Tasarıda, işçiler açısından birtakım koruyucu düzenlemelere yer verildiği görülürken, düzenlemenin temel özelliğinin güvenceyi sıfırlaması olduğu belirtiliyor. Açıklamada bu durum şu şekilde ifade ediliyor: ” ‘Güvence’ ile ‘esneklik’ arasında denge kurmayı, ‘güvenceli esnekliği’ sağlamayı hedeflediği öne sürülen tasarı, bu haliyle işvereni kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünden kurtaracak esnekliği getirirken, çalışanların payına sonsuz belirsizlikler içinde sıfır güvence düşecek.” Ayrıca, geçici işçi çalıştırmanın engelli işçi çalıştırma zorunluluğunu “bypass etmeye” yarayacağı da vurgulanıyor.
Tasarı kadın istihdamını nasıl etkiler?
Geçici çalışma bir seçenek gibi sunulsa da, dünya genelinden örneklere ve Türkiye’de kadın istihdamının durumuna bakıldığında bunun bir tercihten çok bir zorunluluk olarak kadınların önünde durduğu belirtiliyor. Tasarının “kadınları çalışma yaşamın merkezinden ve çalışmayı da kadınların yaşamının merkezinden uzaklaştırmaya” hizmet edeceği vurgulanıyor. Ayrıca, kadını aile içinde tanımlayan ve yerleşik toplumsal cinsiyet rollerine hapseden normların pekişeceği ve çocuk/yaşlı/hasta bakımının kadınların görevi olduğunun bir kez daha tescillenmiş olacağı da ifade ediliyor.Tüm bu olumsuzluklara rağmen kadınların çalışma yaşamından çekilmediği ve çekilmeyeceği belirtilirken; kadın istihdamının daha eşitsiz koşullarda, daha güvencesiz, daha düşük ücretlerle ve daha alt statülerde olacağının da altı çiziliyor. Açıklamanın tam metnine ulaşmak için tıklayın.