Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi eğitimi ikili sisteme geçiriyor. KEİG konuyla ilgili bir değerlendirme yaparak, söz konusu uygulamanın kadınları güvencesiz çalışma veya ev arasında tercihe zorlayacağına dikkat çekti. KEİG, çocuk bakımının sadece kadının değil, erkeğin ve devletin sorumluluğunda olduğunu belirtti.
İSTANBUL- Milli Eğitim Bakanlığının yeni bir düzenlemeyle okul öncesi eğitimi ikili eğitim sistemine geçirdi. Okul öncesi çocukların eğitimi, sabah ve öğlen olmak üzere ikili sisteme dönüştürülecek. Bu durum, toplumsal cinsiyetçi iş bölümü nedeniyle kadınlar üzerine yıkılması anlamına geliyor.
Özellikle çalışan kadınların, çocuk bakımı ve çalışma arasına sıkışmasına neden olacak.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG), “Haftalık çalışmanın 50 saati geçtiği ülkemizde tam gün eğitimin bile yeterli gelmediği bir durum söz konusuyken, bu gerçekliğin yok sayılarak ikili eğitime geçilmesinin özellikle kadınlar için çok ciddi bir problem yaratacağını söylemek için uygulamanın sonuçlarını görmeye bile gerek yok” dedi.
Tam zamanlı okul öncesi eğitimin sadece çalışan kadınlara yönelik bir hizmetmiş gibi algılanmasının da başka bir sorun olduğunu hatırlatan KEİG, bir kadının gün içinde kendisine zaman ayırabilmek için çocuğunu kreşe göndermek istemesi durumunda anneliğinin sorgulandığını belirtti.
ESNEK ÇALIŞMANIN ZEMİNİ OLUŞTURULUYOR
Eğitim sistemindeki bu değişiklikle, devletin son yıllarda sıkça dile getirdiği, yarı zamanlı çalışma, özel istihdam büroları, kiralık işçilik gibi uygulamalarının zemininin güçlendirilmesinin hedeflendiğini belirten KEİG şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kadın istihdamı oranlarını insan yaraşır işlerle değil geçici ve/ya da kısmi zamanlı çalışma ile arttırma isteği ikili eğitim sisteminin hikmetini de gözler önüne seriyor. Yani, devletimiz diyor ki, Ey kadınlar! Yarım gün çalışın, yarım gün de çocuklarınıza siz bakın. Yarı-zamanlı çalışma da bu hedefle uyumlu bir şekilde büyük bir çözüm olarak sunulmaktadır. Burada çok ciddi bir gerçeklik özellikle göz önünden kaçırılmaktadır. Tam gün çalışmanın saatlerinin bu kadar uzun olduğu bir memlekette kısmi zamanlı çalışma da kısa olmayacağı gibi esnek çalışma işverene keyfi bir şekilde çalışma saatlerini uzatma imkanı da sunacaktır. Yani, kadınlar hem çalışıp hem çocuklarına bakmayı isterken çocuklarına ayıracakları zamanın kısıtlanması ile karşı karşıya kalacakları gibi bir de düşük ücretli, emeklilik ve kıdem hakkının kullanımının neredeyse imkansızlaştığı işlere mahkum olacaklardır. Üstelik çalışma hayatının sağladığı sosyalleşme imkanı dar zamanda yoğunlaştırılmış işler içerisinde kaybolup gidecektir. Diğer bir deyişle, kısmi zamanlı çalışma ne kadınlara çocukları ile geçirebilecekleri bir zaman tanımakta ne de yaşamlarını kaliteli bir şekilde idame ettirecekleri işler sunmaktadır.”
Uygulamanın sadece anneleri değil, büyükanneleri etkileyeceği uyarısında bulunan KEİG, “Çocukların okul öncesi eğitime başlaması ile kendilerine zaman ayırmaya ve dinlenmeye imkan bulacak babaanneler/anneanneler bu sistem ile yeniden önemli bir yükü taşımak zorunda bırakılmaktadırlar” dedi.
ÇOCUK BAKIMI DEVLETİN VE İŞVERİNİN GÖREVİDİR
KEİG çocuk bakımının çalışsın ya da çalışmasın sadece kadının değil, erkeğin, toplumun da sorumluluğu olduğunu ve birilcil görevin devlete, ikincil görevin de işverene düştüğünü belirtti ve şu talepte bulundu:
“Çocukların yaşadığı her yerde her çocuğa uygun, kolay erişilebilir, güvenilir, ücretsiz, 7/24 çalışan kreş ve okul öncesi eğitim hizmeti istiyoruz. Son torba yasada da gördüğümüz üzere devletin işgücü piyasasını daha da eğretileştirme hedefine karşılık iş saatlerinin düşürülmesini, ücretlerin arttırılmasını, çalışma hayatının herkesin insanca bir yaşam sürdürmesine göre yeniden organize edilmesini istiyoruz.”
*Bu haber, 18 Ağustos 2014te ETHA’da yayımlanmıştır.
http://www.etha.com.tr/Haber/2014/08/18/kadin/kadinlar-724-erisilebilir-kres-istiyor/