“Kadının emeği perdenin ardında” / Yurt Gazetesi, 16 Haziran 2014

Kadının emeği perdenin ardında*

TÜİK verilerindeki kadın istihdamında görünen artış, kayıtdışı çalışan kadınları içermesinden kaynaklanıyor. Kadınların, onlara dayatılan yükümlülükleri taşımaya devam ederek toplumsal hayatta da perde arkasında, kayıtdışı kalmaları tercih ediliyor

Cumhurİyetİn ilk yıllarında ilerleme inancı ve arzusuyla gerçekleştirilen devrimlerden sonra, dönüşen siyasi yapı ile öncelikler arasında yer almaktan çıkan birçok şey gibi kadın istihdamı sorunu da kronik bir soruna dönüştü ve siyasilerin kuru vaatlerinin ötesine geçemeden günümüze kadar geldi. Toplumsal hayatta kadının sesinin çıkmamasına alışık olan siyasiler, kadınları ciddiye almamaya devam ediyorlar. Bunu içten içe bilerek yaptıklarını, bildikleri oyunun içerisinde kalmak istediklerini, çünkü bu halleriyle ancak bu oyunda bir değerleri olabileceğini söylebiliriz. Oysa var olan toplumsal hayatın değerini, o yapının zenginliği belirler. Daha sağlıklı bir toplum için, kadınların da eşit koşullarda çalışma hakkına sahip olabilmeleri herkesin yararınadır.

KADIN İSTİHDAMI ARTIYOR MU?

TÜİK verilerine göre 2010 yılında 3.575 bin olarak açıklanan istihdam edilen kadın sayısı, 2013’te 4.511 bine yükselmiş bulunurken, bu artışın tamamı hizmetler sektöründe gerçekleşti. Ancak bu rakamlar kayıtdışı çalışan kadınları da kapsıyor. Yapılan yasalar ve uygulamalar ise kadının toplumda durması istenen yere işaret eder nitelikte. Esnek istihdam içerisinde çalışan kadın, evdeki yükünü tek başına taşımaya devam ediyor. Çoğunluğu küçük ölçekli firmalarda ve kayıtdışı çalışan kadınlar için işyerinde kreş ihtimali ise hep uzak ihtimal. Kadın Emeği Geliştirme Platformudan (KEİG)  Serap Güre Şenalp ve Nihal Şirin Pınarcıoğlu ile kadın istihdamı sorununun bu çok uçlu dinamiklerini konuştuk.

KABUL EDİLEBİLİR BİR ARTIŞ YOK
TÜİK verilerine göre kadın istihdamında belirgin bir artış gözüküyor. Bu artış gerçeği ne kadar yansıtıyor?

Bu göstergedeki artış kayıtdışı çalışan kadınlara ait. Kabul edilebilir bir istihdam artışı maalesef yok. 2007 yılında başlatılan ve 2012 itibariyle 400 bin kişiye ulaştığı açıklanan Evde Bakım Hizmeti programı kapsamında istihdam edilen kişilerin herhangi bir sosyal güvencesi bulunmuyor. TÜİKin ayrıca, 2012 yılından itibaren kendi hesabına çalışan gündelikçilere, bir diğer artış kolu olan İdari Destek ve Hizmet Faaliyetleri altında yer verdi. Bu faaliyet kolunda çalışanların yüzde 64’ü ise kayıtdışı. Sonuç olarak, kadın istihdamındaki artış, kadınların hali hazırda yüklenmek zorunda oldukları bakım yükümlülüklerinin TÜİK istatistiklerine girmesi sonucu oluşuyor.

SORUNLU BİR RAKAM
İşyerinde 150’nin üzerinde kadın çalışanı varsa kendi personeli için kreş açma zorunluluğu var. Bu rakam size ne ifade ediyor?

Çeşitli kreş modelleri var. Bunlardan bir tanesi işyeri kreşleri. İşyerinde 150 üzerinde kadın çalışan varsa kendi personeli için kreş açma zorunluluğu var. Yoksa olmuyor zaten. 150 üzeri kriteri yüksek bir kriter. Sorunlu bir rakam.  150 üzerinde olanlarda da denetim olmadığı için kaç tanesinde kreş olduğuna dair bir sonuca ulaşamıyoruz. Türkiye’deki işletmelere baktığınızda 150 üzeri kadın çalıştıran işletme sayısı zaten oldukça az. Bir de kayıtlı olacaklar. Kadınlar daha çok kayıtdışı çalışıyor zaten. Ayrıca niye kadın üzerinden tanımlıyorsun? Hem sayı düşmeli, hem de toptan çalışan üzerinden kreş belirlenmeli. Cezası var ama rakam çok komik. Bir de işverenlere bu cezayı da kapsayan bir af getirildiği söyleniyor.Küçük ölçekli işletmelerin çoğunlukta olmasının yarattğı sorunu aşmak için özellikle organize sanayi bölgelerinde çocuk bakım yerlerinin açılması gündeme geldi. Bunu bakanlık da önerdi. Çalışma Bakanlığı ile birlikte protokoller de yapıldı. Hatta bazı organize sanayi bölgelerinde çocuk bakım yerlerinin yapımını BORUSAN üstlendi. Bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında 8-10 ilde bu yerlerin yapımı sürüyor. Ama buradaki bu organize sanayi bölgelerinde açılacak olan çocuk bakım yerlerinin çoğu ücretli olacak. Ücretsiz olacağını açıklayan bir tek Diyarbakır oldu.

AKP’LİLERLE GÖRÜŞEMEDİK
Bu görüşmelerdeki izlenimleriniz nelerdi? Hangi partili belediyeler daha ilgiliydi?

Bu çalışmalar içerisinde yerel yönetim adayları ile görüşüp onlara bir kreş açma sözü verdikleri bir sözleşme imzalatmaya çalıştık. Bu sözleşmeleri de daha çok HDPli ve BDPli belediyeler imzaladı. CHPli belediyeler de vardı. Adana’da MHP imzaladı, ki imzalayan tek büyükşehir de Adana oldu. Bizim bu çalışmalarımız sırasında AKPli adaylarla görüşme şansımız olmadı. Çünkü, görüşme taleplerimize cevap vermediler. Cevap verselerdi, belki onlarla da oturup masa başında konuşsaydık, başka bir şey olabilirdi. Böyle bir şeye yanaşmadılar. Yani biz, görüşmek istiyoruz dedik. Yazılı ve sözlü olarak talep ettik. Ama cevap gelmedi. Bu, bizim için bir problemdi. Ancak bu problem, bu projeyle ilgili. Yoksa birçok çalışmada en azından görüşümüze başvuruluyor. Meclis ya da bakanlık çalışmalarında bize bir şekilde ulaşılıyor. Biz de orada hangi politikaları üretiyorsak, destekliyorsak gidip söylüyoruz. Tabii şöyle bir şey de var. Şu anki iktidarın, bir şey yaparken, bir şekilde sosyal diyalog kavramı içinde STKlarla, meslek örgütleriyle görüşme yapması gerekiyor. STKların da görüşünü aldım diyebilmek için bu yapılıyor. Birlikte karar alınmıyor ama görüşümüz alınıyor. Uygulamacı o. Bizler de bu konularda görüşmelerde kendi değerlendirmelerimizi, nedenleriyle sunduk. Sonuç alabildik mi? İşte 2010 yılındaki genelgenin yüzde 65e yakını bizim önerdiğimiz şeyleri içeriyordu. Ancak kreş meselesine geldiğimizde hiçbir şekilde uzlaşamıyoruz. Bizim söylediklerimiz onlara pek bir şey ifade etmiyor. Örneğin biz Ücretsiz diyoruz, onlar Hayır, ücretli diyorlar.

ESNEK ÇALIŞ, ÇOCUĞUNA BAK
Esnek istihdam, kadının çalışma yaşamındaki yeri hakkında bize ne anlatıyor?

Bir kere esnek istihdamın birçok çeşidi var. Sadece yarı zamanlı çalışmayı içermiyor. Evden çalışmayı da içerebilir. Ama işte politika da bunun üzerinden yapılıyor. Şu an devlet politikası tamamen kadınların esnek çalışması üzerinden yürüyor. Kreşi de buna uydurarak yapmaya çalışıyor. Kadınlar esnek çalışsın, çocuğuna da baksın diyor devlet. Çelişkili, tutarlılığı olmayan politikalar bunlar

EN İYİSİ VİRANŞEHİR
Gezdiğiniz illerde karşılaştığınız ve kriterlerinizi en iyi karşılayan kreş hangisiydi?

Urfa’daki kreş modelini biz, iyi ve önemli bulduk. Hem anadilde hizmet veriliyor hem de ücretsiz. Hem de bir yerel yönetim kreşi aynı zamanda. Bizim olması gerekiyor dediğimiz birçok kriteri karşılaştırıyor. O anlamda karşılaştığımız en iyi model diyebiliriz. Özel kreşleri de daha önceki bir çalışma kapsamında gezmiştik. Çalışma saatleri sorunluydu. 8de verip 5de alıyorsun çocukları.Bu herkesin ihtiyacını karşılamıyor. Ücretler, çok ciddi bir sorun. İnanılmaz uçuk fiyatlar var. Ücret anlamında yerel yönetim kreşleri daha iyi gözüküyor. Ama orada da eğitmenlerle ilgili sorunlar olabiliyor. Sadece kız meslek lisesi değil, üniversite mezunu da çalıştırmak isteniyor ama en fazla asgari ücret verilebildiği için bu sorun oluyor. Yerel yönetim yapmalı diyoruz ama tabii burada kaynak aktarımı gibi sorunlar var.Kayıtlı ve yasal kurumsal çözümler üretilmediği için merdiven altı bir sürü çocuk bakım yerleri de var. Özellikle İstanbulda. Bunlar da genellikle problemli yerler. Bu yerlerin bir şekilde engellenmesi gerekiyor.

* Bu haber, 16 Haziran 2014’te Yurt Gazetesinde yayımlanmıştır.
http://www.gundemiyakala.com/2014/06/16/kadinin-emegi-perdenin-ardinda/

Şunlar İlginizi Çekebilir...