DOĞU VE GÜNEYDOĞU İŞ KADINLARI DERNEĞİ
2011 yılında kurulan Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği/ DOGÜNKAD,
bölgedeki iş kadınlarını bir çatı altında toplamayı ve iş dünyasında toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele etmeyi öncelikli hedefi olarak önüne koyuyor. Kadın istihdamının artırılmasına yönelik olarak da çalışmalar yürüten dernek, üye olmak isteyen iş kadınlarının işletmelerinde kadın personel çalıştırmayı zorunlu kılıyor. DOGÜNKAD’dan Nevin İl, Rozan Berkpınar ve Meryem Özdemir Aydın ile derneğin hikayesini konuştuk…
Nasıl bir araya geldiniz, nereden başladınız…
Nevin: Çok ciddi sorunlar yaşıyorduk. Yasal sorunların yanında, üretim sektöründe çalışan kadınlar olarak erkeklerle aynı muameleyi görmüyorduk. Kadın işverenler olarak pek çok alanda erkeklere göre daha zor koşullardaydık ve daha farklı bir yaklaşım vardı. Dedik ki bunun çözümü ortak davranmaktır. Eğer biz ortak davranırsak buradaki sorunlara karşı yaptırım uygulayabiliriz. 2011 yılında organize sanayi bölgesinde üretim tesisi olan 3 kadın arkadaş bir araya geldik ve bir dernek kurmaya karar verdik. Toplam 11 kişiyle derneği kurduk.
Sonra neler yaptınız?
N: İlk eğitimimiz Artuklu Üniversitesi’nde rol model çalışmasıydı. Bölgede kadın işveren sayısının çok az olduğunu biliyoruz. Türkiye genelinde de bu böyledir. Biz bunun nasıl çoğaltılacağını tartışırken bir arkadaşımızın önerisiyle, Artuklu Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencilerine rol model çalışması sunduk. Dernek üyeleri orada gidip kendilerini tanıtmanın yanında başarı hikayesini de anlattı ve bu ciddi bir etki yarattı.
Organize sanayi bölgesinde (OSB) neler yapıyorsunuz?
Rozan: 3 yıldır OSB’deki fabrikalarda çalışan kadınlarla beraber tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlaması için ciddi bir çalışma yaptık. Tüm işverenler de buna destek verdi. En son bu yıl 8 Mart’ta çalışan kadınlara 2’şer saat izin verildi, güzel bir etkinlik yapıldı, aşağı yukarı 500’ün üzerinde katılım vardı.
Bizim aleyhimize de olsa konuşun
N: Aslında bu etkinlikle biz soruna duyarlılık oluşmasını sağladık. O gün için bütün Organize Sanayi’de işçi kadınlar gündemdeydi, onların sorunları gündeme geldi. Basının tümünün oraya gelip işçi kadınlarla sorunları tartışmalarını rica ettik. İşçiler çekindiler. “Bizim aleyhimize de olsa konuşun,” dedik, “Yeter ki ihtiyaçlarınızı dile getirin, burada yaşadığınız sıkıntıları dile getirin, taleplerinizi dile getirin.”
Nasıl örgütlediniz kadınları? Duyuru mu yapıldı?
R: Organize’de kadın çalışan bulunan yerler belli zaten. Yani alıp başını bir yere gitmek değil, çalıştığın yerde kutlamak, Organize’nin içerisindeki diğer erkek grubu için de hoş oldu. Mesela bizim sektörümüzde (mermer ve plastik boru) çok fazla kadın yok, ama tekstil sektöründe çalışan kadın sayısı çok fazla. O zaman seçim arifesinde olduğumuz için başkan adayları da, hepsi geldi. Davullu zurnalı, çok eğlenceli bir gün oldu.
OSB’de toplamda kaç kadın çalışıyor?
N: Tahminimce 600’ün üzerinde, toplam çalışan içinde yüzde 10 civarındadır.
Meryem: Tekstil sektöründe çalışan kayıt dışılar da var, o yüzden kadın çalışan açısından net bir rakam vermek mümkün olmayabiliyor.
N: Biz bunla mücadele etmek adına, kayıt dışı çalıştıran hiç kimsenin bizim derneğe üye olamayacağını deklare ettik.
Sanayide kadınlar mı çalışmak istemiyor, işveren mi?
N: Organize sanayi bölgesinde çalışmak kadınlar açısından çok büyük bir yük. Kadının orda çalışmayı tercih edebilmesi için uygun koşulların olması lazım. Orada çalışmaya gelen kadının kreş sorunu var. Hatta gün içerisinde olağanüstü bir durumda dönmek istediği zaman servis problemi var, belediyenin düzenli taşımacılık hizmeti yok. Dönmek istediğin zaman işveren bu hizmeti sağlamıyor. Şimdi bu kadar negatif durum varken, artı kayıt dışı çalışma da hakimken, kim gelmek ister oraya?
M: Örneğin Antep’te OSB’lerde yerli halk çalışıyor, asgari ücretle, belli koşularda çalışıyor. Hizmetler sektörü daha kayıt dışının olduğu bir yer. Şu an Antep’te her yerde Suriyeliler çalışıyor hizmetler sektöründe. Aynı durum ilerleyen zamanlarda burada da böyle olabilir. Ezidiler, Suriye’den gelenlerin kayıt dışı çalışması artacak. Bu şekilde normal yaşama katılmaları sağlanıyor belki; ama ekonomide kayıt dışılık ve uygun olmayan koşullarda istihdam sorunu da artıyor.
Sınırlarla ilgili çalışma: Hem diyalog hem ticaret
Başka neler yaptınız?
N: Temel sorunlarımızdan biri, kadınların organize sanayi bölgelerinde yer almayışı. Alsa bile çeşitli nedenlerden dolayı iş yerlerinin kısa süreli olması. Bu sebeple dayanışma ağı kurmaya karar verdik. Bir ikincisi kadınların pazara daha kolay açılmasını sağlayacak çalışmaların neler olabileceğini tartışmaya başladık. Verileri inceleyince gördük ki Diyarbakır’da dış ticaret yapan 163 işletmeden sadece 2 tanesi kadın işletmeciye ait. Bunun üzerine çalışmaya karar verdik.
Nasıl bir çalışmaya başladınız?
N: Sınırlarla ilgili. O sırada Ermenistan ziyareti yapan bir arkadaşımızın önerisiyle, hedeflediğimiz sınırlardan birine çalışma başlatmaya karar verdik, ama en zorundan, Ermenistan’dan başladık. Diğer sınırlarımız Irak, Suriye, İran, Azerbeycan ve Bulgaristan’dı.
Ermenistan’dan nasıl başladınız?
N: Ermenistan’a ilk gezimizi aynı yıl içerisinde, 2011 yılının Kasım ayında yaptık. Bölgede ticari dinamiklerin tümünün katıldığı bir heyet oluşturduk. Bu ziyarette hem ticari işbirliklerinin gelişmesi hem de farkındalık yaratmak istedik. Yani çok yakın ülkeleriz, sınırlarımız birbirine 4-5 saat uzaklıkta. Yan yana yaşayan halkların aslında, kültürel anlamda iç içe olduğuna, ticari anlamda da güçlü işbirliklerinin oluşabileceğine dikkat çekmek istedik. Çok da olumlu oldu. Ticari anlamda işbirliği için ortak masalar oluşturuldu. Bizimle de Ermenistan İş Kadınları Konseyi arasında işbirliği protokolleri imzalandı. Benzer sorunlar yaşıyoruz, onlarda da ciddi anlamda kadının istihdam sorunu var. Bu karşılıklı deneyimlerin paylaşılması, karşılıklı örgütler açısından da geliştirici olacaktı, oldu da zaten. Bu ciddi bir kazanım; çünkü biz Diyarbakır’da bugüne kadar kimsenin yapmadığını, erkeklerin de yapmadığını yaptık, iş çevrelerini dış dünyaya götürdük…
İş dünyasında kadın olmak
İş dünyasını nasıl dönüştürüyorsunuz?
N: İş insanı olmak istiyorsanız Diyarbakır’da önce adam olmanız gerekir. Adam kavramı buralar için erkek kavramıdır. Biz bunu eleştirmeye başladık. Mesela hiçbir üyemizin iş adamları derneklerine üye olmaması gerektiğini dile getirdik. Örneğin, toplantıların tümünde söz alıp konuşma yaptık ve protokollerin adil oluşturulmadığını, ifadelerde doğru davranılmadığını, cinsiyetçi tutum içerisinde olunduğunu dile getirdik ve bunun değişmesi gerektiğini söyledik. Şimdi biz toplantıya gittiğimiz zaman önce bir bakıyorlar DOGÜNKAD burada var mı? Adam kelimesi bitti, iş insanları kullanılıyor. Her ismini değiştiren örgüte plaket vereceğiz ve onların çalışmalarını destekleyeceğiz. Olumlu anlamda tavrını değiştiren erkek işverenlerden basının önünde övgüyle bahsediyor, yapmayanı da teşhir ediyoruz. Bu biraz pozitif anlamda etkiledi açıkçası.
M: Bu bölge diğer bölgeler gibi değil. Diyarbakır kadın konusunda daha hassas bir alan. Kadının yaşama daha aktif bir şekilde katılmaya çalıştığı bir alan.
N: Eşbaşkanlık sisteminin aslında toplumsal hayata yansıması çok etkili oldu. Bunu görmek lazım. Kadınların sürekli alanlarda olması, aktif olması, etkin olması. Kadının gücünün ve politik anlamda etkisinin güçlü olduğunu gördükleri için geri adım başladı. Bu anlamda da yerelde çalışan kadın örgütleriyle işbirliği içerisinde olduk.
Başka ne tür çalışmalar yapmayı düşünüyorsunuz?
Rozan: Bu kış, kadın çalışanın çok fazla olmadığı sektörlerden bir iki tanesini belirleyeceğiz ve bunla ilgili bir çalışma yapacağız. Mesela, istihdam masaları için kalifiye eleman yetiştirme programları yapılıyor, ama genelde bunlar nasıl oluyor? İnsanlar günlük ücreti, sosyal güvenceyi almak için gidiyor; ama sonrasında kalıcılığı düşünmüyor. Biz öyle yapmayı düşünmüyoruz. Bir proje yapalım ve projede çalışmayı düşünen kadınları da dikkatlice seçelim. Kadınların, “Ya bu sektörlerde ben çalışamam, erkek sektörü” diye algılamaktan vazgeçmesini sağlayalım. Atıyorum 10 kişiyle başladıysak, en kötü 3-4 kişinin kalıp akabinde devamlı olmasını sağlamaya çalışacağız. Dünyada birçok ülkede kamyon şoförleri, tır şoförleri kadın, ama bizde garip bir şey, taksi şoförü bile olmak çok zor.
N: Tabii bunu kadınlara cazip kılabilmek, bu alana çekebilmek için ciddi anlamda onun sorunlarını azaltma politikaları geliştirmek gerekiyor. Şu anda 150’nin üzerinde işçi çalıştıran yerler var ve hiçbir talebi olmayan insanlar. Örneğin mutfakta sırayla birbirlerinin çocuklarına bakıldığını gördük. Bunun için hem işyerinde hem OSB’de kreş hizmeti sunulması ve kreş kampanyasını görünür kılmaya da çalışıyoruz.
M: Ama orada şu da önemli, asgari ücretle geçinmeye çalışan bir kadının oraya çok ciddi meblağlar ödeme şansı çok fazla yok.
N: Bizim yeni seçilen yönetime önerimiz buydu ve kabul gördü, ücretsiz olması gerektiğini talep ettik. Orada 200 tane firma var. Her bir firmanın kendi personelinin iç huzuru için bu meblağı gözden çıkaracağını düşünüyorum. Yani gözü arkada kalmış bir annenin üreteceği ürün çok sağlıklı olmayacaktır. Bunun bilince çıkarılması lazım.