Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu, Türkiye’de son dönemde
kadın emeği ve istihdamının durumu ve geleceğine dair yayımladığı iki raporla
ilgili 19 Kasım’da Cezayir Toplantı Salonunda bir panel düzenledi. Kadın
örgütleri, emek ve meslek örgütleri ile kamu kurumlarından yaklaşık 40 kişinin
katıldığı panelde, özellikle esnekleşme ve çocuk bakım hizmetleri konularında
tartışma yürütüldü.
Kadın İstihdamında Eğretileşme Eğilimleri Ve Atipik İstihdam Gündemi isimli raporu özetleyen Aslı Çoban, işgücü piyasasındaki eğretileşme eğilimleri üzerine yoğunlaştı. Çoban’ın çizdiği genel çerçeveye göre raporda, atipik çalışmanın (geçici, kısmi, kendi hesabına çalışma gibi ) kadın istihdamında baskın hale gelmesinin eğretileşmeyi nasıl beslediği ve kadın istihdamında nasıl eğretileşmeye yol açtığı Avrupa’daki 3 ülke örneği üzerinden anlatılıyor.
Çoban, işgücü piyasasındaki güncel eğilimleri şöyle ifade etti: “Eskiden kötü işlerin genel olarak kayıtdışı alanda ve eğitimsiz kişiler için ya da niteliği düşük işlerde olduğu görülürken; artık yüksek eğitimli ve nitelikli işlerde de kötü işler görülüyor”. Dünya genelinde atipik, yani norm dışı çalışma biçimlerinin arttığını vurgulayan Çoban, eğretileşmenin temel özelliklerini şöyle sıraladı: Güvencesizlik ve kötü çalışma koşulları, çalışan yoksulluğu, alternatifsizlik, geleceğe dönük belirsizlik, örgütlenememe.
Kadın istihdamında nasıl bir artış öngörülüyor?
Türkiye’de kadın istihdamının arttırılmasına yönelik her kesimin hemfikir olduğu bir çabanın görüldüğünü vurgulayan Çoban, bu çabanın 3 temel eksen üzerinden örüldüğünü belirtti: Esnekleşme ve atipik çalışma gündemi, kadın girişimciliğinin desteklenmesi, arizi ve düzensiz çalışma biçimlerinin kısmi desteklerle kurumsallaştırılması. Çoban ayrıca, bu politikalar üzerinden arttırılması planlanan kadın istihdamının ne tür çalışma biçimlerine yol açacağının tartışmalı olduğunu ifade etti.
Raporda çalışma yaşamında ve kadın istihdamında eğretileşme süreci Hollanda, İspanya ve İtalya örnekleri üzerinden 3 ana eksende inceleniyor: geçici çalışma, kısmi süreli çalışma ve kendi hesabına çalışma. Bu ülkelerin seçilmesinin nedeni, incelenen 3 tip çalışma biçiminin bu ülkelerde yaygın olması şeklinde açıklanıyor. Ayrıca, bu ülkelerde iş-iş dışı yaşamın uyumlulaştırılması amacıyla ortaya konulan çocuk bakım hizmetlerinin düzenlenmesine yönelik özellikler, uygulamalar ve sonuçları da ele alınıyor.
Avrupa’da artan kadın istihdamı Türkiye’ye ne anlatır?
Raporda incelenen 3 ülkenin ortak özelliklerinden birinin son dönemde artış gösteren kadın istihdamı oranı olmasına rağmen, kadınların çalışmasının önünde engel teşkil eden çocuk bakım yüküne dair hizmetlerin düzenlenmesi geride kaldığından kadınların iş piyasasındaki eşitsiz konumu devam ediyor. Çocuk bakım yükü üstlerine kalan kadınlar tam zamanlı çalışma yerine kısmi süreli, geçici ya da kendi hesabına çalışma gibi atipik çalışma biçimlerine itiliyor.
Ağırlıklı olarak kadınların çalıştığı bu işlerin kadın istihdamını arttırsa da kadınları daha kötü ve güvencesiz işlere ittiğini belirten Çoban, kadınlar için atipik ve esnek istihdam biçimlerinin teşvik edildiği Türkiye’nin de aynı tehlikeyi barındırdığını ifade etti.
Kamu kurumları kadın istihdamına dair ne öngörüyor?
Platform tarafından hazırlanan bir diğer rapor olan Esnekleşme Ve Enformelleşme Kıskacında Türkiyede Kadın Emeği Ve İstihdamı: Politika Metinleri Çerçevesinde Bir Analiz’ i, Saniye Dedeoğlu sundu. OECD ülkeleri içindeki kadın istihdamı ortalamasının % 57 olduğunu ve AB’nin 2020 yılı hedefinin kadın istihdamını %75’e çıkarmak olduğunu belirten Dedeoğlu, Türkiye’de ise düşük istihdam oranının yanında kadınların genel olarak kayıtdışı alanda ve çoğunlukla ücretsiz tarım işçisi olarak çalıştığını hatırlattı.
Raporda Kalkınma, Maliye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Aile ve Sosyal Politikalar ve Milli Eğitim Bakanlıkları; Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun geleceğe yönelik stratejik belgelerine ve Ulusal İstihdam Stratejisi’ne bakılarak kadın emeği ve istihdamı üzerinden toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik bir analiz yapıldığı vurgulandı.
Bir kalkınma stratejisi olarak kadın istihdamı ve esnekleşme
Dedeoğlu bu belgelerde kadın istihdamının genel olarak bir kalkınma hedefi ve stratejisi olarak ele alındığını; işlerin niteliğine yönelik bir düzenleme yerine esas hedefin, atıl olarak görülen kadın emeğini sisteme entegre etmek olduğunu belirtti. Uluslararası metinlerde olduğu gibi Türkiye’deki kurumların belgelerinde de kadın istihdamını arttırma stratejisi olarak esnekleşmenin ön plana çıktığını vurgulayan Dedeoğlu, iş güvencesi yerine istihdam güvencesinin, yani kişinin işini korumak yerine, hangi işte ne koşulda olursa olsun çalışmasının esas alındığını söyledi.
Raporda incelenen alanlar kayıtdışı çalışma, erken çocukluk bakım ve eğitim hizmetleri, yaşlı ve engelli bakımı, ev işçileri ve ev eksenli çalışma, sosyal hizmetler, sosyal güvenlik ve mevsimlik tarım işçileri konularına odaklanıyor. Esnekleşmenin ise özellikle dezavantajlı gruplar olarak belirtilen kadınlar ve gençler için, geçici istihdam büroları yoluyla istihdama katılma şeklinde planlandığı belirtiliyor.
Sosyal politikalar kadınları çalışmaya teşvik etmiyor
Kayıtdışı çalışmaya ilişkin, özellikle ev eksenli çalışan kadınların ya da ev işçilerinin kayıtlı alana taşınmasının hedeflendiğini belirten Dedeoğlu, bunun kadınların kendini sigortalaması üzerinden öngörüldüğüne dikkat çekti. Dedeoğlu, doğum iznini sadece bazı kadınların kullanabildiğini ifade ederken, çocuk bakım hizmetlerininse sadece Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı anaokulu ve anasınıfları üzerinden tasarlandığını, bununsa pratikte kadınların çalışması önündeki engeli kaldırmadığını vurguladı.
Sosyal güvenlik konusunda emeklilik yaşı ve prim ödeme gün sayısının arttırıldığını vurgulayan Dedeoğlu, hem işte hem evde çalışan kadınların yükününün uzun yıllara yayılarak daha da arttırıldığını söyledi. Dedeoğlu ayrıca, sosyal hizmetlerin “mutlu birey ve güçlü aileden oluşan müferreh toplum” üzerinden kurgulandığını ifade etti.
Kreşler kadınların özgürleşmesi için önemli
Panelin ardından yapılan tartışma bölümünde mevsimlik tarım işçisi kadınlar, ev işçileri, işçi sağlığı ve iş güvenliği, çocuk bakım yükünün kadınların üstünde olması ve kurumsal hizmetlerinin yetersizliği, esnekleşmenin evdeki cinsiyetçi işbölümünü de arttırması, kadınların yaptığı işlerin vasıfsız olarak görülmesi, kadın istihdamı için yapılan projelerin yetersiz ve etkisiz olması konuları üzerine konuşuldu.
Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşulları üzerine daha çok konuşulması gerektiği belirtilirken, kadınların yoğun olarak çalıştığı bu alanın bir kadın sektörü olarak değerlendirilebileceği önerisi getirildi. İstihdam üzerinden kurgulanan çocuk bakım ve eğitim hizmetlerinin kadın ve erkek çalışanlar üzerinden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekilirken, kreşlere yaygın olarak ulaşılabilmenin çalışan ya da çalışmayan, tüm kadınların özgürleşebilmesi için önemli bir adım olduğu vurgulandı.
Raporlara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
Kadın İstihdamında Eğretileşme Eğilimleri Ve Atipik İstihdam Gündemi