EV EKSENLİ ÇALIŞAN KADINLAR ÇALIŞMA GRUBU
Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu, 1999 yılında bir araya gelen kadınların oluşturduğu bir sivil inisiyatif. Atölyeler, ülke konferansları, haritalama çalışmaları yapıyor, ev eksenli çalışmanın görünür olması ve ev eksenli çalışan kadınların örgütlenmesine destek olmak üzere çalışmalar yürütüyorlar. Şu anda 6 kadın tarafından yürütülen bu çalışmayı, grup üyeleri Ayşen Karakulak ve Gülcan Kaçan ile konuştuk…
Nasıl bir araya geldiniz?
Çalışma Grubunun hikayesi, Ekim 1999’da İstanbul’da dört kadın tarafından düzenlenen ev-eksenli çalışanların örgütlenmesi hakkındaki uluslararası bir atölye çalışmasına kadar iniyor. Grup, bu atölye çalışmasının bazı düzenleyicileri ve katılımcıları tarafından kuruldu. Bunun öncesinde ise Grup üyelerinden bazılarının Türkiye’de ev-eksenli çalışma etrafında duyarlılık oluşturma amaçlı çabaları 1994’e kadar uzanıyor. Bazı üyeler de, 1970’lerdeki kadın örgütlenmesi deneyimleri içinde ev-eksenli çalışanlarla gelir getirici faaliyetler kapsamında ilgilenmiş, çalışmalar yürütmüş kadınlar.
Grup olarak belirlemiş olduğunuz ilkeleriniz var mı?
Ev-eksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu tüzel kişiliği olmayan, ev-eksenli çalışan kadınlara destek amaçlı bir araya gelmiş bir sivil inisiyatif. 2014 itibariyle ev-eksenli çalışmayla ilgilenen araştırmacı, eylemci, farklı meslekleri olan ve faklı illerde yaşayan 6 kadın üyesi var. Bu nedenle üyeleri arasındaki iletişimi, asıl olarak internet üzerinden e-posta yoluyla sağlıyoruz, ihtiyaç duyulduğunda da yılda birkaç kez bir araya gelerek yapılacak işleri planlamak için grup toplantısı yapıyoruz.
Ev-eksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu için emek en yüce değer ve bu emeğin sahipleri örgütlenme hakkına sahip. Sosyal diyalog, işbirliği, birlikte üretme temel ilkelerimiz arasında. Hem grup üyelerinin kendi aralarında hem de birlikte çalıştığımız kadınlar ve örgütleri arasında hiyerarşiden uzak durmak sıkı sıkıya sahip çıktığımız azami önem ve özen gösterdiğimiz ilkelerimiz arasında.
Ev-eksenliler için farklı örgütlenme modelleri
Ev-eksenli çalışan kadınlarla nasıl bir araya geliyorsunuz?
Ev-eksenli çalışan kadınlarla bir araya gelmemiz yine ev-eksenli çalışan kadınlar ya da kadın STK’lar aracılığıyla oluyor. Katıldığımız ya da destek verdiğimiz çeşitli toplantı ve çalışmalarda hem kendimizi tanıtıyoruz hem birbirimizi tanıyoruz. Kadınların kendisini çalışan olarak saymaya başlaması ve kendisi gibi olanları görebilmesi ve tanıyabilmesi için bir yol açıyoruz. Bu yol hem kadınların benzerleriyle bir araya gelmelerini hem de bizim onlara ulaşmamızı sağlıyor. Bölgede, ülkede, hatta dünyada benzerlerini bulmak ve tanışmak, onlarla yan yana gelmek, bağ kurmak çalışanlar ve örgütler arasında iletişim ve dayanışma ağlarının kurulmasına yardımcı oluyor.
Nasıl bir örgütlenme yöntemi benimsiyorsunuz?
Grubun, ev-eksenli çalışmaya görünürlük kazandırmak, ülke politikalarının oluşumuna katkıda bulunmak ve ev-eksenli çalışan kadınların örgütlenmelerine destek olmak olarak özetleyebileceğimiz 3 ana amacı var. Örgütlenme konusunda grubun kadınları belli bir örgütlenme modeline yönlendirmek ya da benimsetmek gibi bir tavrı yok; ama, kadınların kendi örgütlerini kurmalarına destek vermek amacıyla bilgilenmelerine, güçlenmelerine ve cesaretlenmelerine yönelik çalışmalar yapılıyor. Çalışanlar ve örgütler arasında iletişim ve dayanışma ağlarının oluşmasına katkı sunmaya, yerel örgütlerle ulusal/uluslararası örgütlenmeler arasında bağ kurulmasına aracılık etmeye çalışılıyor.
Ev-eksenli çalışan kadınların örgütlenmesi ne durumda?
Ev-eksenli çalışan kadınlar genellikle örgütsüz. Grup, kadınların örgütlenebilirliği ve sürdürülebilirliği sorununa sadece formel alanlarda tüzel kişilik olarak bir araya gelmeleri olarak bakmıyor. Ev-eksenli çalışan kadınlar yaptıkları işlere, çalışma biçimlerine ve ilişkide bulundukları kesimlere göre çeşitli ve farklı örgütlenmeler oluşturabilirler. Bu nedenle Çalışma Grubu’nun ev-eksenli çalışan kadınlara önerdiği tek bir örgütlenme modeli de yok.
Yerel atölyeler, ülke konferansları
Ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Çalışma Grubunun temel faaliyetleri; Yerel Atölyeler ve Derinlemesine Tanışma, Kamu Politikaları Atölyeleri, Ülke Konferansları, Haritalama çalışmaları olarak özetlenebilir. Yerel Atölyeler ev eksenli çalışan kadınların birbirleriyle “çalışma” üzerinden tanıştıkları, kendilerini ve birbirlerini yeni bir gözle gördükleri bir ortam. Bazı durumlarda da yereldeki ilgili kamu kuruluşlarıyla ve sendikalarla ya da sivil toplum örgütleriyle “çalışan insan” olarak tanışırlar. Ankara, İstanbul, İzmir, Muğla, Gaziantep, Van, Antalya, Mersin, Samsun, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Hakkari, Doğubeyazıt, Sivas, Aydın, Bolu (Mengen), Denizli, Amasya, Trabzon gibi illerde yerel ve bölgesel atölye çalışmaları yaptık. Bu buluşmalardan sonra bazen kadınlar örgütlenme kararı aldı, kooperatif, dernek ya da gruplar kurdular. Bunun yanında, 2004 ve 2011 yılında ev-eksenli çalışan kadınların sorunlarını ve denedikleri çözüm yollarını konuştukları, ülke ölçeğinde ortak talepler ve önceliklerini oluşturdukları iki ülke konferansı gerçekleştirildi.
Kamuyla ilgili çalışmalarınız..
İlk kamu politikaları çalışmasını 1999-2000 döneminde 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonları çalışmalarına katılarak gerçekleştirdik. Çalışma komisyonlarına katılarak politika oluşturmada ev-eksenli çalışan kadınların dikkate alınması için çaba harcadık.
2001 yılında kamu politikaları atölyelerini yapmayı planladık ve bugüne kadar farklı konu başlıkları seçerek dört kamu politikaları atölye çalışması yapıp sonuç bildirgeleri yayımladık. Kamu ile yapılan toplantılarda ILO Türkiye Temsilciliği en büyük destek veren kuruluş oldu.
Haritalama çalışmalarını nasıl yürütüyorsunuz?
Haritalama çalışması genel hatları ile ev eksenli çalışanların bazen kendi yerelinde bazen ulusal, bazen de uluslararası düzeyde görünürlüklerini sağlamak amacıyla ev-eksenli çalışmayı ve çalışanların kim nerelerde hangi işleri yapıyor açısından haritasını çıkarmayı hedefleyen bir çalışma türü. Grubumuzun haritalama çalışmasına rehber olacak basılı bir el kitabı bulunuyor. Grup başka alanlarda yapılan kadın çalışmalarıyla bir araya gelmeye de önem veriyor. Örneğin, Ege Kadın Buluşmasının oluşumunda ve pekişmesinde grup üyeleri lokomotif rol üstlendi. Grup üyeleri ayrıca üniversitelerde, kamunun düzenlediği toplantılarında ve STK’larda konuşmalar, bilgilendirmeler yaparak alana ilişkin görünürlüğe de destek veriyorlar. Grup ayrıca, CEDAW Sivil Toplum Forumu’nun ve KSGM İstihdam Grubu’nun da üyesi.
Bağlı bulunduğunuz uluslararası bir ağ var mı?
Grup , HomeNet Ev-eksenli Çalışan İşçiler Uluslararası Dayanışma Ağı’nın üyesi. 2006 yılında ikinci bir uluslararası örgüt kuruldu: HWW (HomeNet World Wide). Çalışma Grubu ve yerel örgütler bu yeni uluslararası örgüte de aynı şartlarda üye oldu. Grup ayrıca Balkan Ev Eksenli Çalışan Kadınlar NetWork ’ünün de içinde.
Ev eksenli çalışma: kayıtdışı ve görünmez
Ev-eksenli çalışmayı nasıl tanımlıyorsunuz?
Bir işverene, aracıya ya da kendi adına satmak amacıyla evinde, evin bahçe, bodrum gibi eklentilerinde üretim/iş yapmak ev-eksenli çalışmadır. Bu çalışma türü için çalışma statüsüne ilişkin tanımların netleşmesi, çalışmaya dayalı haklar açısından yorum ihtiyacını sona erdirecek bir hukuki statünün oluşturulması gereği devam ediyor. Bu çerçevede ev-eksenli çalışanlar ile çalışma mekanı ev olan ev hizmetleri/konut işçileri gibi çalışanlar net bir şekilde birbirinden ayırt edilmeli, ev-eksenli çalışanların bağımlı-bağımsız çalışma açısından da durumu netleşmeli.
Ev-eksenli çalışma, bir esnek çalışma türü olarak sürekli yaygınlaşıyor, özellikle katma değeri düşük alanlarda gelişmekte olan ülkelere kayıyor, ülke içinde de özellikle kent yoksulluğu haritası ile çok benzer bir yayılma gösteriyor.
Ev-eksenli çalışanların büyük çoğunluğu kadın ve çocuk. Yeterince kurallı hale getirilmemiş olduğu gibi, cinsiyete dayalı ayrımcılık açısından da sorunlu bir çalışma türü. Nitelik-nicelik ve iş türleri açısından çoklu/çeşitli ve karmaşık bir yapıya sahip olmasına rağmen, özellikle kadınlar açısından hemen hemen tamamen kayıt dışı bir çalışmadır.
Ev eksenli çalışanların yasal hakları ne durumda?
4857 sayılı İş Kanunu yürürlüğe girinceye kadar ev eksenli çalışanların bir kısmının işçi olup olmadığı konusunda netlik bulunmamaktaydı. Bu konuda çıkan bir yargı kararı emsal alınmaktaydı. Bu kararda “aynı işverene bağlı sürekli olarak evinde giysi tamiri yapan birisinin işçi kabul edilmesi gerektiği ve sigortalılığının sağlanması” gerektiği söylenmişti.
10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanununun en önemli özelliklerinden biri olan esneklik anlayışının bir sonucu olarak işçi ve işveren arasındaki bağımlılık ilişkisi de esnedi. 4857 sayılı İş Yasasının 2’nci maddesi ile “işveren tarafından mal ve hizmet üretmek amacıyla maddi ve maddi olmayan unsurların birlikte örgütlendiği yerler işyeri” dir. “İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür” denilmek suretiyle işverenin emir ve talimatlarına bağlı olarak evde, yolda bir işvereninin işini yapanların da işçi sayılacağı önemli olanın üretim organizasyonu içinde aynı amaca bağlı olarak çalışmak olduğu düzenlemesi getirildi. Bu herhangi bir işverenden iş alan ve bu işi bir ücret karşılığında yapan ev-eksenli çalışanların işçi olarak tanımlanmasında yasal bir sorun olmadığı demekti.
Bu sürecin başlaması ile ev- eksenli çalışanlar özellikle evde yaptıkları işlere ödenen ücretlerin yasal ücret sınırlarının çok altına olması nedeniyle Asgari Ücret Tespit Komisyonuna; kendileri ile ilgili ayrı bir asgari ücret belirlenmesi amacıyla bir imza kampanyası başlattılar. Toplanan imzalar, Komisyona iletilmek üzere ÇSGB Çalışma Genel Müdürlüğü’ne iletildi. Gelen cevapta; “ İş Kanununa göre işçi sayılmalarına engel bir durum olmadığı, asgari ücretin ise ülke düzeyinde ve tek olarak belirlendiğini bu nedenle ayrı bir ücret belirlenmesinin yasal olarak mümkün olmadığı” belirtiliyordu.
İş Yasası açısından durum böyle iken 2012 Temmuz ayında yürürlüğe giren 6098 sayılı Yeni Türk Borçlar Kanununda iş sözleşmelerine evde hizmet sözleşmesi de eklendi. 461’inci maddede evde hizmet sözleşmesi, işçinin kendi evinde veya belirleyeceği başka bir yerde tek başına veya aile bireyleriyle birlikte işverenin verdiği işi ücret karşılığında yapmayı taahhüt ettiği sözleşme olarak tanımlanır. Borçlar Kanununda yapılan son değişiklikle ev eksenli çalışanlar hizmet sözleşmesi hükümleri kapsamında değerlendirilir.
Borçlar Kanununun 461-469’uncu maddeleri
-Evde hizmet sözleşmesinin tanımı
-İşverenin çalışma koşulları ve ücreti işçiye yazılı olarak bildirmesi
-İşçinin özel borçları (İşi yapma ve malzeme ve iş araçlarını özenli kullanma borcu)
-İşverenin borçları (ürünün kabulü ve ücret ödeme/hesap özeti verme ile çalışmanın engellenmesinde ücret ödeme yükümlülüğü)
-Deneme süresinde sözleşmenin kurulmuş sayılması ve belirsiz ve belirli süreli sözleşme
-Hüküm bulunmayan hallerde hizmet sözleşmesinin genel hükümlerinin uygulanması gibi düzenlemeler getirmek suretiyle evde çalışmayı ayrıntılı bir biçimde düzenlemiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayınlanan Ulusal İstihdam Strateji Planında da uzaktan çalışma, tele çalışma gibi esnek çalışma modelleri ile ilgili yasal düzenlemeler yapılacağı Bakanlığın eylemleri arasında sayılır.
Sosyal güvenlik meselesine gelince…
Sosyal güvenlik mevzuatı açısından ise ev-eksenli çalışan kadınlar sosyal güvenlik mevzuatı açısından kapsam dışı sayıldıklarından bağımlı çalışan anlamında sigortalı sayılıyorlar. 5510 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinde yer alan sigortalı sayılmayanlardan “Aynı konutta birlikte yaşayan ve üçüncü derece dâhil bu dereceye kadar hısımlar arasında ve aralarına dışarıdan başka kimse katılmaksızın, yaşadıkları konut içinde yapılan işlerde çalışanlar ile ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç) isteğe bağlı sigortalı olabilme hakkı” getirildi. İsteğe bağlı sigorta, kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tâbi olmalarını sağlayan sigorta olup, iş kazası ve meslek hastalığı, analık gibi sigorta kollarını kapsamıyor.
5510 sayılı Kanunun geçici 16’ncı maddesine göre “Gelir Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinde belirtilen işleri, evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, kırpıntı deriden üretilen mamuller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlardan bu ürünleri, pazar takibi suretiyle satılması ile ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satanlar bu işleri yaptıkları, Maliye Bakanlığı’nın görüşü alınarak kurumca belirlenen usul ve esaslara göre tespit edilen kadın isteğe bağlı sigortalılar; bu maddenin yürürlüğe girdiği yıl için prime esas günlük kazanç alt sınırının onbeş katı üzerinden başlanılarak, takip eden her yıl için bir puan artırılmak suretiyle otuz katını geçmemek üzere malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası primi öderler. Yani, yukarıda sayılan işleri yapan kadınlar, Maliye Bakanlığından muafiyet belgesi almaları ve bu belge ile sosyal güvenlik kurumuna başvurmaları halinde isteğe bağlı sigortalı olabilirler. Getirilmiş olan bu düzenlemede bir iş ilişkisi aranmamakta belli kriterlere göre çalışanlara, herkese sosyal güvenlik hakkı getirilmekte.
Ev eksenli çalışanlar örgütlenme hakkı istiyor
Ev-eksenli çalışan kadınların sorunları ve buna yönelik talepler neler?
Mevzuatımızda ev-eksenli çalışma ile ilgili farklı yasalarda düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen evde çalışmanın getirdiği sorunlar ile evde çalışanların sorunları devam ediyor. En temel sorunlardan biri, çalışmanın kayıt dışı yani kadınların görünmez olması, işlerin evlerde yapılmasından kaynaklı olarak konut mahremiyeti nedeniyle denetlenebilmesinin önündeki yasal engeller. Ev-eksenli çalışanların en temel talebi ise “örgütlenme hakkı”dır. Ev-eksenli çalışanlar görünürlüklerinin sağlanması amacıyla, sendika, kooperatif dernek ya da girişimci şeklinde örgütlenme yoluna gidiyorlar. Ancak, örgütlenme süreçlerinde mevzuatın karmaşık olması, mali yükümlülüklerinin fazla olması gibi nedenlerle sıkıntılar yaşıyorlar.
Sendika kurmalarında, sendikaya üye olmalarında yasal bir engel bulunmamasına rağmen kayıt dışı olmaları, çoğu zaman yaptıkları işleri kimlere yaptıklarına dair bilgi sahibi olmamaları nedeniyle iş yaptıkları işverenleri bilmemeleri, e –devlet üzerinden sendikaya üye olmalarını engelliyor. Diğer taraftan ev-eksenli çalışan kadınların kooperatifleşmelerinin yaygınlaşması ve sürekliliğinin sağlanması için yasal prosedürler, maddi yükümlülükler konusunda bazı muafiyetlere ihtiyaçları var.
Evde çalışma, Borçlar Kanununda yer almış olmasına rağmen ayrı bir çalışma biçimi ve sözleşme türü olarak İş Kanununda yer almıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun 177 sayılı Sözleşmesi esas alınarak “ev-eksenli çalışan” tanımının hem İş Yasasında hem de 5510 sayılı Yasada yer alması gerekmekte. Evde çalışanların denetimi ile ilgili olarak ise konut mahremiyetine özen gösterilmesi kaydıyla evde çalışmanın denetlenmesine olanak sağlayacak yeni düzenlemelere ihtiyaç bulunmakta.
Evde çalışma, türü nedeniyle oldukça farklı iş ve meslekleri bir arada barındırdığından evde çalışanlar İŞKUR’a ancak “vasıfsız” olarak kayıt olabiliyor. Evde çalışmaya uygun iş/meslekleri belirlenmesi, İŞKURun iş başvurusu kayıt formunda başvuranın evde çalışma durumunu kayıt altına alması, özellikle evde fason üretim yaptıran firmaların evde çalışanları Kurum kanalıyla talep etmesinin sağlanması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, böylece ücret garantisi, emeklilik ve diğer sosyal haklardan yararlanmalarının garanti altına alınmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması gerekiyor.
Ev-eksenli çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği yönünden de korunma altına alınmamışlardır. İlgili Genel Müdürlük tarafından evde yapılmayacak işler, kullanılmayacak malzemeler konusunda tanımlama yapılmalı, iş sağlığı ve güvenliği yanında meslek hastalıkları ile ilgili duyarlılığın artırılması ve veri tabanının oluşturması amacıyla özellikle mahallelerde gezici ekipler aracılığıyla tarama çalışmaları yapılmalıdır.
Ev-eksenli çalışanlar, karşılaştıkları sorunları paylaşmak, sorunların çözümü için hukuksal destek almak amacıyla “danışmanlık ve destek birimlerinden yoksundurlar. Özellikle yerel yönetimler yaşlı, çocuk bakımı konusunda ve hukuksal konularda danışmanlık yapmak amacıyla destek ve danışmanlık hizmet birimlerini oluşturulmalıdır.
Ev Eksenli Çalışan kadınların aracılar tarafından emeklerinin gasp edilmesi söz konusu. İşlere direkt ulaşmalarının önündeki engeller (ulaşım, peşin paralarının olmaması, malzeme eksikliği, teknolojik yetersizlik vb.) aracı ile çalışmalarını zorunlu kılıyor.
EV-EKSENLİ ÇALIŞAN KADINLAR ÇALIŞMA GRUBU
Nazik Işık, Gaye Cön, Gülcan Kaçan, Gül Erdost, Ayşen Karakulak, Özlem Şahin