‘Erkek tahakkümüne son veren toplumsal düzene ihtiyaç var’/ Jinha, 25 Mart 2013

‘Erkek tahakkümüne son veren toplumsal düzene ihtiyaç var’

AMED – Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu, Diyarbakır Ticaret Odası Toplantı Salonu’nda “Kadın İstihdamında Kayıtdışılık ve Ev Eksenli Çalışma” konulu bir konferans ile kadın emeğinin sömürülmesi ve kadın istihdamının düşüklüğüne dikkat çekti.

Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu, Diyarbakır Ticaret Odası Toplantı Salonu’nda “Kadın İstihdamında Kayıtdışılık ve Ev Eksenli Çalışma” konulu bir konferans düzenledi. Konferansta, Marmara Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Berna Güler Müftüoğlu, Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği (DOGÜNKAD)’nden Meryem Özdemir Aydın ve Ses Diyarbakır Şube Başkanı Hülya Alökmen Uyanık farklı konu başlıkları altında kadın emeği odaklı bir sunum gerçekleştirildi.

Keig’in, kadın çalışmaları kapsamında düzenlediği konferanslardan bir diğeri, bugün Diyarbakır Ticaret Odası Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Konferansta çevre il ve ilçelerin yanı sıra, çeşitli sivil toplum örgütünden kadınlarda yer aldı. Genel olarak kadın emeğinin değersiz olduğu ve kadın istihdamının düşüklüğüne dikkat çeken kadınlar, toplumda ve aile içinde olduğu gibi iş yaşamında da cinsiyete dayalı ayrımcılığın söz konusu olduğuna dikkat çekti.

Marmara Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Berna Güler Müftüoğlu, “Politik Ekonomi Bağlamında Kayıt dışı Çalışma ve Kadın Emeği” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Yrd. Doç. Dr. Berna, “ Türkiye’de kadın erkek eşitsizliği sağlıkta yüzde 96, eğitimde yüzde 93 ile en düşük seviyeye ulaştı.  Ancak bu oran, ekonomiye katılımda yüzde altmış ve fırsat eşitliğinde ise yüzde yirmide kaldı” açıklamasında bulundu.  Yrd. Doç. Dr. Berna, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kadınlara yönelik istihdam artışı ve kayıtsızlığın sonlandırılması cinsiyet eşitsizliğini ve sosyal adaletsizliği bertaraf edemez. Tam tersine ücretli ve ücretsiz emeğe sıkışmışlığı getirir. Ev içi emeği görünür kılarak biyolojik yeniden üretim ve hanenin yeniden üretimini kadına ait mesele olmaktan çıkarmalıdır. Kadınların bedenine, emeğine ve beynine el koyan erkek tahakkümüne ve şiddetine son veren toplumsal düzene ihtiyaç vardır.”

SES Diyarbakır Şube Başkanı Hülya Alökmen Uyanık, mevsimlik tarım işçisi kadınların durumuna ve ücret alımındaki cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekti. Hülya, “ Sosyal güvenlik raporuna göre Türkiye’de en yoksul grubu mevsimlik işçiler oluşturuyor. Mevsimlik gezici ve geçici tarım işçisi kadınlar, tarım üretim sürecinde de en zor koşullarda ve farklı deneyimleri bir arada yaşayan dezavantajlı grupların başında gelmektedir. Mevsimlik geçici tarım işçisi kadınlar, tarlada günde on iki on üç saat çalıştıktan sonra; çadır temizliği, su temini, çocuk ve yaşlı bakımı, yemek, bulaşık ve buna benzer işlerle ilgilenmektedirler. Bu koşullarda ise mesaileri hiç bitmemektedir. Ayrıca kadınlar, erkeklerden daha çok çalışmasına rağmen daha az ücret alıyor. Bu ücretlendirmenin kararlaştırılmasında kadınlar dışlanıyor” açıklamasında bulundu.

Konferansın son sunumunu yapan Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği (DOGÜNKAD)’nden Meryem Özdemir Aydın, “Kadınlarda işgücüne katılım oranı oldukça düşük. Kırsaldan kentlere göçle beraber kadınlar tarım iş gücü konumundayken,  kente geldiğinde yeterli eğitim ve mesleki beceriye sahip olmadığı için daha çok iş gücü piyasasının dışında kalıyor ve ev kadını olarak tanımlanıyorlar” dedi.

* Bu haber 25.03.2013 tarihinde Jin Haber Ajansı’nda yayımlanmıştır.
Siteyi görüntülemek için tıklayın…

Şunlar İlginizi Çekebilir...