Katılımcılar: DOGÜNKAD, Selis, Yaşamevi, VAKAD, Yaka-Koop., Muda, Ceren, Nujin, Gülşilav, Bağlar Belediyesi Kadın Kooperatifi, DİKASUM, DİKAD, Kadın Girişimciler Derneği, Dersim Yaşam, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu.
İşgücüne katılım açısından en düşük oran Diyarbakır’da. Kırsaldan göçten sonra sorunlar yoğunlaştı. %50’nin üzerinde vasıfsız bir işgücü var, bu nedenle kayıtdışı yoğun. İşgücüne nitelik kazandırmak için yöntemler yerinde değil. Kadının evden çıkması ve kendini işgücü olarak görmesi gerekiyor. Kentte çok çalışma var kadın istihdamı için. Ama benzer roller veriyoruz, burada tıkanıyor, paraya dönüşmüyor. Kadın istihdamı %14, yoğunluk kamuda. Çalışmak isteyen kadın kayıtdışı çalışıyor. Bütün kadınların bakım sorumluluğu var, dışarda çalışmayı tercih etmiyor. Kayıtdışı oranlarında en yüksek Diyarbakır ve Urfa. Sosyal yardımlarla hayatı sürdürmek tercih ediliyor. Çocuk başına para veriliyor, vs. çeşitli yardım çeşitleri var. Mesleki eğitimler sorunlu, kadınlar SSK güvencesiyle çalışmak istemiyorlar; çünkü yeşil kart ya da çeşitli sosyal yardımlardan yararlanamıyorlar. İşveren istihdam garantili mesleki eğitimlerden sonra %50 istihdam edecek kadın bulamıyor. Kadınların çalışabileceği alanlar çok az, eğitimler boşa gidiyor. Evden çıkmanın bir yolu da olabiliyor mesleki eğitimler. Kadın istihdamı ve girişimciliği önemseniyor, eğitimler yapılıyor; fakat sonuca yönelik bir şey yok. Bütçe boşa dönüyor.
Sema (VAKAD): Van OSB’de hangi işyerine bakarsanız bakın kadınlar var; ama 350-400 alıyorlar, SSK’ları yapılıyorsa sosyal yardım alamadığı için tercih etmiyor. İşveren teşvik aldığı için kadın çalıştırıyor ama 350 veriyor, iş koşulları çok ağır. Göç almış bölgeler tercih ediliyor. Sosyal hayatları tamamen bitiyor, bir de evde çalışıyor. Kadınlara destek olacağız derken acaba daha mı fazla yük bindiriliyor? Köydeki kadınlar et, süt vs. üretiyor, ama Pazar yok, bunun için girişimde bulunduk erkekler sopalarla buna karşı çıktı. Ev eksenli üreten kadınlar için bir pazaryeri oluşturuldu bir ara (Hanımeli) belediye tarafından, ama koşullar çok kötüydü, kışın durmak mümkün değildi, sonra kapatıldı. Kadınların pazarda durmaları yadırganıyordu zaten. Kadınların yaptıkları ürünler hep aynı ürünler, pazarlanamıyor. Bunun için eğitimlere ürün geliştirme ve alternatif pazarlama yöntemleri (internet üzerinden gibi) koyduk.
KOSGEB-İşkur hibe-kredilerinden Van’da kadınlar yararlanamıyor, sermayeleri yok zaten.
TOBB Kadın: İş kurmak çok zor, verilen hibe sonradan ödeniyor, kadının parası yok zaten. Devlet, SSK’yı asgari ücretten yapmaya teşvik ediyor. 3 bin de olsa aynı şekilde.
Bağlar Kadın Kooperatifi: Bölgede belediyelerin desteklemesine iyi örnekler de var. Kadın eksenli çalışmalar var. Bölgedeki savaşın kadın üzerinde ciddi etkisi var. Diyarbakır’da kadın söz sahibi değil kamusal alanda. Sanayileşme yok. Birçok eğitim alıyorlar fakat bir sürü sertifikayla hiçbir şey olmuyor. Kurumsal yapılar istihdamın zeminini yaratmıyor. Anı zamanda kadının özgürleşmesi önünde engel yaratıyor. Kendi gücüyle üretim yapmak vs. yerine sosyal yardım sadaka kültürüyle bağımlı oluyorlar. Biz bunun için bölgede ekonomik alternatif model olarak kooperatifçiliği gündeme getiriyoruz. Kadının sadaka kültürüne ve köleleşmeye karşı sistemin farklılaşması lazım.
Saniye (Bağlar Belediyesi): Diyarbakır sanayi değil tarım kenti olsun diliyoruz. Kadınlar Pazar istedi, bağlarda sabit semt pazarı yapma kararı aldık. Engelli kadınlara %10 kontenjan var. İlk sabit semt pazarı olacak, 206 kadın. Tamamı ev kadını, sebze, şarküteri, kıyafet her şey olacak kendisi de üretebilir, ticaretini de yapabilir. Köyden ürün alıp satmalarını istiyoruz daha çok. Pazar önlükleri olacak. Gender ve pazarlama dersleri verdik. Kadınların %80’ini yeşil kartlı, odaya kayıt yaptırmak istemiyorlar. 2014’e kadar üye olma zorunluluğu olmadığı için hemen hareket ettik ve pazarı nisanda açıyoruz. Tezgah parası için ilk ay para almıyoruz. Aidiyet için üyelik aidatı 10, aylık tezgah 50 TL. 6 gün açık. Kreş? Belediyeler bunu yapamıyor, ama bunun için (iki yedekli olacaklar) birbirlerine destek olacaklar. İstihdam masasına başvuran kadınları Doküngad’a yönlendiriyoruz, çok ciddi yardımları var. Ama gelenlerde yeşil kart korkusu var. İşverenin çıkaracağını düşündükleri ve güvenemedikleri için yeşil karttan vazgeçemiyorlar. Bölgede mevsimlik işçilik çok. Kalifiye eleman sıkıntısı var.
Serap: Mesleki eğitimler veriliyor, niye eşleşemiyorlar? Eğitim mi yetersiz, staj mı yok diye başarısız? Şoförlük için mesleki eğitim var şimdi.
Nevin: Kayıtdışı çalışma çok yüksek. Salça, peynir vs. mevsimi geldi, kadınlar çalışıyor. Kadınları evden nasıl çıkaracağız? Kayıtışı ve ev eksenliler için ciddi çalışmalar yapmak gerekiyor. Kendilerinin çalıştıklarını kabul etmeliler önce.
Verilen eğitimlerin düzenlemesi yerel yönetimlere bırakılmalı, doğru kanallar akması için bu bütçenin bir politika oluşturmak lazım. Bu platformun böyle bir önerisi olmalı. Bölgedekilerin hiçbiri sigorta yaptırmak istemiyor. Yeşil karttan vazgeçmek istemiyorlar. Herkes belediyede çalışmak istiyor, iş garantisi var diye.
Ceren Kadın Derneği: Kurslar var. Dil kursları, gender eğitimleri var, felsefe kulübü olacak.
Yaka-Koop: İş/mesleki eğitim çeşitliğini artırmayı hedefledik. Çocuklarla ilgili sorunu, günlük saatlik çocuk bakımları var. Katılan katılmayan tüm kadınlar yararlanıyor. Üniversite mezunları iş bulabiliyor mu?
XXX: Sırf şivem yok diye burada hemen bankaya kabul edildim. Bu kanı yaygın. Üniversiteye akademik kariyer için kadınların girişi zor burada.
Sema: İşe alımlarda kadınların kapalı olması belirleyici olmaya başladı. Kamuda böyle. Yerel yönetimlerde de şivem yok diye sıcak bakılmadı. Kendime alan bulamam herhalde.
Meryem: Kadınların yapamayacağı işler bunlar diyerek birçok işe kabul edilmediğimiz oluyor. Hamile kaldığımda beni görevden aldılar mesela, kadınlara bakış böyle, çalışma alanlarımız belli. Kadınların çok yeterli olmadığı düşünülüyor.
XX: Sürekli kanıtlamamız gereken bir şeyler oluyor, olmaması gerekmesine rağmen. Ben ağır sanayide üretim yapıyorum, çok şaşırıyorlardı. Sırf benimle tanışmak için geliyorlardı. İşi nasıl seçtin? Aile işiydi, yönetici olarak geldim, sonra üretime geçtim. Kendim öğrendim işi. Ambalaj sektöründeyim. Aile şirketinden ayrıldım, kendi işimi kurdum.
X: İşçi emeklisiyim, sendikacıydım belediye iş’te. Şimdi işveren konumuna geçtim ve bu beni zorluyor. OSB’de işyerim. Bir sendrom yaşıyorum açıkçası.
Nevin: OSB’de 2 saat iş bıraktırdık 8 Mart’ta. Tekstilde kümelenmeye gidilecek.
Meryem: Tekstil ve bilişim sektörü buraya kaydırılıyor. %50 kayıtsız işyeri var, %40’ı asgari ücret üzerinden gösteriyor, %40’ı sigortasız. Çalışanların çoğu genç kadınlar, evlenince bırakıyorlar. Evlerine yakın zaten. Bu nedenle tekstil verimli bir sektör değil işveren açısından da.
Nevin: Kadın konsorsiyumu oluşturduk. Önce biz, sonra ben felsefesiyle. Kadınlara iş danışmanlığı verilecek. Gerekirse malını da satacak, kadın işverenlere, kooperatiflere yönelik bu. İki ülkenin ilişkilerini de geliştirmeye yönelik.
4 yıl nasıl örgütleneceğimizi konuştuk, en sonunda kooperatif kurduk. Kazanmadığımız paralar vergi dairelerine gitti, şirket kursak daha karlıydı. Yasa değişecek olsa da aynı ağır koşullar olacak. Kooperatiflerde sigortasız da çalışılıyor işletme yoksa. Ortaklık bazında çalıştıkları için sigorta yapılmıyor, bunun için zaten ortaklık bazında çalışılıyor.
Sevinç: Kooperatifler, orada kurduğu ilişkiler anlamında bile olsa olumlu bir tarafı var; ama yasada değişikliklerin olması gerekiyor.