5 ARALIK 2009
Katılan örgütler: Antalya Kadin Dayanışma Derneği, BEKEV, Çanakkale Koop., ÇEKEV, ELDER, KADAV, KADER, KİH YÇ, KAMER, KEFA, Petrol İş Kadın Dergisi, SELİS, TTB Kadın Kurulu, VAKAD, YAŞAMEVİ, GİKAD
Gündem
10.00 – 13.00 1. oturum -2009 yılı değerlendirmesi
12.00 – 13.00 yemek
14.00 – 15.30 2. oturum -2010 yılı kampanya
15.45 – 17.00 3. oturum -keig platformu kurumsal açıdan nasıl devam etmeli, üyelikler, kaynaklar, vs.
1- 2009 YILI DEĞERLENDİRMESİ
KEİG Platformu, Nisan-Aralık 2009 tarihleri arası yürütülen çalışmalar ve kullanılan fonun raporu aktarıldı. Toplantıya gelen üyeler bu dönem içinde yaptıkları çalışmalarını aktardılar.
GİKAD– 400 kadını hedefleyen meslek eğitim ve üretim programı yürütüyor. Eğitim alan kadınlardan bir kısmı uluslar arası standartlarda sertifikalı olacak. Derneğin atölyesinde yapılan üretim faaliyeti ile kadınların gelir elde etmesi sağlanıyor. Eğitime katılan kadınların bir kısmı fabrikalarda işe yerleştiriliyor.
KEFA, Şemsa Özar- Dul ve boşanmış kadınların ekonomik durumlarını inceleyen bir araştırma üzerinde çalışıyor. (Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı için)
Nurcan Özkaplan – “Beyaz yakalı çalışanlar kendi mesleklerine nasıl bakıyorlar? Kendilerini emekçi görüyorlar mı?” konulu bir araştırma üzerinde çalışıyor.
Belkis Kümbetoğlu – Marmara Bölgesi’nde gıda, tekstil ve hizmet sektörlerinde kayıtdışı çalışma üzerine yapılan araştırmanın yayını yakında çıkıyor. Araştırma kapsamında 230 kadına neden istihdamda uzun süre kalamadıkları da soruldu.
Petrol İş Kadın Dergisi– Sendika alanında 7 yıldır yayınlanan ilk düzenli kadın dergisi ile kadınlara bilgi akışı sağlanıyor. Sendika da kadın çalışmalarını ve toplumsal cinsiyet eğitimlerini yürütüyor.
Çanakkale Koop.- Kooperatifin üniversite ile girdiği ilişki sayesinde ürünlerin tasarımları yenilendi ve kalite yükseldi. Kadınların yıllık kişi başı kazancı 500 – 600 lira.
ELDER- Noramin parkında yürüttükleri el ürünleri standları ile hem kendilerine hemde derneĞin çalışmalarına gelir elde ediyorlar.
Yaşamevi- Kadınların gelir elde edebilmesi için hediyelik eşya üretimi eğitimi gerçekleştirildi. Ürünler belediyenin verdiği yerde satılıyor. İşkur ile birlikte çalışma olanağı eğitim programı sonrasında başvuru yapıldığı için gerçekleşmiyor.
Selis– Belediye ile yapılan görüşmeler sayesinde Diyarbakır’daki tüm belediyeler istihdamda %40 kota uygulaması başlatıyor. Ayrıca, belediye bütçesi toplumsal cinsiyete duyarlı hazırlanıyor. Bağlarda kadın el emeği pazarı kuruluyor. Sümerparkta birçok faaliyeti ve işletmeyi kadınlar yürütüyor. SODES programı kapsamında kadınlara verilen meslek eğitimleri ile kadınlara eğitim süresince 300 lira aylık ödeme yapılıyor.
Antalya Kadın Dayanışma– Dernek bünyesindeki iş odasına dikiş makinaları bağışı sağlanarak üyelerin yaptığı üretim ile dernek çalışmalarına gelir elde ediliyor.
KİH YÇ– İş ve aile yaşamını uyumlaştırma – çocuk bakım hizmeti konusunda 6 ülke ve Türkiye karşılaştırılmalı araştırmanın yayını 2010 Haziran ayında bitecek. Araştırmanın sonuçları Mayıs ayında KEİG ile birlikte yapılan konferansta kamuoyuna açıklandı. KİHEP güçlendirme programına katılan kadınların %30 eğitim sonrasında istihdama katılıyorlar. İLO ve İŞKUR ile birlikte istihdam garantili eğitim projesi kapsamında 3 ilde güçlendirme eğitimleri de veriliyor.
TTB Kadın Kurulu– Hekimlere farkındalık çalışmaları yürütüyor. Kongrelerde şiddet içerikli broşürler dağıtıyor, kadına yönelik şiddet çalıştayı yapıldı. Oda yönetiminde %40 kadın kotası uygulanıyor.
VAKAD- Danışma merkezi ve sığınma evi çalışmalarına destek olmak için 2. El mağazası ile ucuz ürün satışı yapılıyor. Kihep eğitimleri ile Van ve çevre illerinde kadınların güçlenmesi hedefleniyor. Doğu Anadolu Kalkınma Programı ile fon dağıtılıyor.
BEKEV– Derneğin bünyesinde yürütülen eğitim ve kültürel faaliyetlerin yanı sıra kadınların gelir elde etmesi ve derneğin çalışmalarına kaynak yaratmak amacıyla fason is yapılıyor. Dernekteki atölyenin üretimini maliye sorgulamaya başladı. Belediyenin verdiği dernek mekanı ise psikolojik baskı ile geri alınmaya çalışılıyor.
ÇEKEV– Ev eksenli kadınlar atölye çalışması sonrası kadın grubu oluştu. Fason iş yaparak hem kadınlara hemde derneğe gelir elde etmek istiyor. Dernek bünyesinde oluşturulan iş ve eşya bilgisi ile kadınlara gündelik temizlik iş bağlantısı kuruluyor. 5 Kadın sürekli işe yerleşti. 2 pazarda sağlanan stand yerinde eşyalar ve kadınların el ürünleri satılacak.
KAMER– Mardin ve Kars lokantaları ve çocuk bakım evleri çalışıyor. Küçük üretim atölyelerindeki üretimin pazarlanması için maliyeti uygun hammadde alımı ve üretimin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor.
2- KAMPANYA HAKKINDA YAKLAŞIMLAR
KEİG PLATFORMU ilgilendiği ve çalışmalarını sürdürdüğü alanlar ve işbirliği yaptığı kurumlar:
Araştırma-Yayınlar
Kamu
TBMM K-E Fırsat Eşitliği Komisyonu ve Milletvekilleri
KSGM – Çalışma Bakanlığı, İŞKUR – SHÇEK
Sendikalar – Meslek Odaları
Kadın örgütleri
AB ve Dış İlişkiler
Kaynaklarımız ve potansiyelimiz sınırlı olduğu için neler yapabiliriz onları tartışacağız. Yayınlarımız, kamu ile ilişkilerimiz, sendikalar ile ilişkilerimiz, kadın örgütleri ve AB ve dış ilişkilerimiz var.
Kamu ilişkilerimiz sorunlu. Süreklilik sağlanamıyor. Öncelikle kendi aralarında bir işbirliği yok. Kamuya kurumlar arası bilgi alış verişi sorununu çözmelerine yönelik bir çalışma önerilebilir. Meclisteki eşitlik komisyonuna bu konuda bir çalışma yapması telkin edilebilir. Kamu ve özel sektör toplumdaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğine vurgu yapıp öneriler geliştiriyorlar fakat kendi iç yapılarında toplumsal cinsiyet durumunu sorgulamıyorlar.
Bakım hizmetleri konusunda çalışıyoruz. Kadınların ev işleri ve çocuk, yaşlı, hasta bakımı zamanlarının çoğunu kapsadığı için dışarıda çalışma olanaklarını kısıtlıyor. Bu konuda çok detaylı olarak farklı kurumlarla çalışıyoruz.
Diğer konu çalışma yaşamında kadınların durumu. Belkis’ın araştırmasında ve kadın-kriz konulu toplantımızda dinlediğimiz kadın hikayelerinde yaşananları doğrudan öğrendik. Kadınların çalışma yaşamındaki durumunu tüm kurumların bilmesini sağlamalı, gündemi biz oluşturmalıyız.
Çalışan kadının ücreti hem düşük hem de erkek çalışanla eşit değil. Sendikalı, kayıtlı işlerde kadının çalışma koşulları çok kötü. Kamuda çalışan sözleşmeli ve ücretli kadın sayısı artıyor. Çalışma hakları gittikçe yok oluyor, işlerini kaybetmemek için işveren gibi davranan amirlerinin tanımlı işleri dışındaki isteklerini de yapmak zorunda kalıyorlar. Kayıtdışı çalışma biçimi kayıtdışı (merdiven altı) işletmelerde kölelik şartlarını kadınlara dayatıyor. Asgari ücret altında, uzun çalışma saatleri (kesintisiz 36 gibi), sürekliliği olmayan işler, çalışma mekanının insana yaraşır olmaması, çok sık saptanıyor. Tüm bu verilere dayanarak kadınların durumunu çalışma koşullarına bağlı değerlendirmeliyiz.
Bu konularda ilişkili olduğumuz kurumlar kendi gündemlerine göre bizden rapor istediklerinde apar topar elimizdeki bilgileri güncelleyip bir metin hazırlıyoruz. Sürekli veri toplayıp güncel rapor hazırlarsak gündemi biz belirleyebiliriz. Toplantılara gittiğimizde son durum raporunu sunduğumuzda daha etkili oluruz. Bu kolay bir iş değil.
Naina Kabey araştırmasında evdeki işlerin artışının bölgelere göre yüzdeleri var. Kadınlarda evde çalışma %50-60 düzeyinde. Regülasyondan söz etmek olanaklı değil. İş yasalarının denetim ve kontrolu yok. İşverenin istediğini yapabileceği koşullar söz konusu. Artık başka bir istihdamdan söz ediyoruz. Koşulları ve sorunları çok fazla. Hak ihlalleri var. Öldürmeyecek düzeyde ücret, uzun çalışma saatleri (yatıya kalma dahil). Yeni koşulların tipik form olduğunun altını çizerek sözümüzü kurmalıyız.
Eski litaretürde ikili sistem vardı. Kayıtlı ve kayıtsız olarak. Bunu artık değiştirmemiz lazım. Şimdi kayıtlı ve kayıtsız birbirine girmiş durumda. Sadece kayıtsız alanı çalışamayız.
Sadece küçükler kayıtsız çalıştırır, büyükler çalıştıramaz yaklaşımı yanlış. Özel istihdam büroları ve taşeron firmalar ile kayıtdışı çalışma yasal olunca büyükler kendini korumuş oluyor. Her sektörde iç içe geçmişlik olmasa da bazılarında çok fazla. Ayrıca iç içe geçmişliğin bir bölümü daha vahim, bir bölümü tolere edilebilir durumda.
Sadece en kötü durumdakilere göre çalışırsak sistemin tümünü görmeyi kaçırırız. Sistemi yaratan dinamikleri sorgulamayı esas almalıyız.
Neden sistem sadece biz ve bizim gibi ülkelerde bu tip çalışma koşullarını dayatıyor. Bunu konuşmalıyız. Bu değişen çalışma biçimlerinin üzerinde durmalı.
Üniversitede de taşeron firma var. Çalışma koşullarını ve yasayı incelediğimizde işverenin denetim yetkisinin çok yüksek olduğunu gördük. Aslında yasanın değiştirilmesi istemek yerine yasanın uygulanmasını şart koşmalıyız. Uygulamadaki keyfi yaklaşımı ön plana çıkarmalıyız. Demokrasi açılımının gerçekleşmesi ile birlikte yeni tip kötü çalışma biçimi yaygınlaşacak. Hatta bölgesel asgari ücret büyük bir tehdit olarak konuşuluyor.
Aralık ayı başında Stockholm’de yapılan Karma İstişare Komitesi’nin yıllık toplantısında kadın, ekonomik kriz ve kayıtdışı panelleri yapıldı. TÜSİAD kayıtdışı ile mücadele komisyonu oluşturduğu için toplantıya davet edilmiş. Bir rapor sundu. Önerileri ise işverenlere vergi indirimi ve bölgesel asgari ücret oldu. “Kurumsal şirketler olarak kayıtdışı şirket istemiyoruz, haksız rekabet oluşturuyor” açıklaması yaptılar.
KİK prensiplerine göre TR -işveren tarafından rapor verirken AB – sendika tarafından aynı konuda rapor veriyor. Kayıtdışı ile mücadele konulu sendika raporu ise vergilendirme ile kayıtdışının ilişkilendirilmesine karşı olduklarını, farkındalık yaratarak ve denetleyerek bu sorunu çözmek gerektiğini, kayıtdışılığın küçük bir suç olmadığını, çalışma hak ihlali olduğunu açıkladılar. Hak-İş bölgesel asgari ücret uygulamasına karşı olduklarını belirtti.
Büyük şirket birleşmelerinde, örneğin Sandoz’da, kadın işçilerin çalışma koşulları daha fazla kötüleşmiş. Taşeron firma ile çalışma batıda tercih edilmeyebilir ama fabrikalarda kadın işleri birleştiriliyor ve tek kadına veriliyor.
Sendikalar yasa tasarısı alt işkollarında örgütlenmeyi de içeriyor. %1 işkolu barajını öneriyor. Sendikalar olumlu yaklaştı ama kadınlar açısından bu çok olumsuz. Tarım, dokuma, tekstil, gıda işkollarında %1 barajın üstüne geçilemez baraj %0 olmalı. Şirketlerin taşeron firma ile çalışmasının yanı sıra çalışma biçimleri de değişti. Her açıdan işi incelemek gerekiyor.
Bir süredir devam eden istihdamsız büyümeyi, işlerin tek kişide birleşmesi, çalışma saatlerinin artması çok rahat açıklıyor. Teknolojinin gelişmesi ile istihdamsız büyüme açıklansa da bunun etkisi çok az. Kriz var diye çalışma saatleri azaltılacakken artırılıyor çünkü işler birleştiriliyor.
Asgari ücretin altında çalışma çok fazla uygulanıyor. Sözleşmeli çalışma 2003 iş yasasında olmasına rağmen neredeyse hiç uygulanmıyor. Sözleşme yapılmayınca da işçiye asgari ücret ödenme şartı ortadan kalkıyor. Ortalıkta kayıp işçi ordusu var. KADİM kayıtdışını ortaya çıkarmak için oluşturulmuş bir uygulama fakat iş müfettişleri çalışmıyor. Öne sürülen de kayıtdışılığın üzerine gidilirse insanlar aç kalır.
İşler birleşiyor. İşi başka işçiye verilen de işten çıkartılıyor. İşten çıkartılan kadınlar ev eksenli çalışan ve küçük ölçek işler kuran girişimci kadınlara dönüşüyor. Gelir elde etmek için farklı iş biçimleri gelişiyor. Kadın örgütleri de iş arayanları işyerlerine yönlendirmek yerine fason iş yapması için ev eksenli çalışmayı öneriyor. İstemesek de para kazanmak için yeni işler yaratılıyor ama bunun sonu yok. Esnek çalışma besleniyor fakat insanlar aç kalmaması için yapılacak bir şey de yok. Fakat ev eksenli çalışma daha fazla genişleyemez. Bir yandan onlara destek olurken diğer yanda insana yaraşır işin gelişmesi için çalışmalıyız. Kadın örgütlerinin yapabileceği fazla bir şey yok. Kadınların çalışma şartlarını ilgili tüm kurumlara göstermeli ve bu durumun değişmesini hedeflemeliyiz.
Markaların sosyal sorumluluk kapsamında işçilerin lehine üretim sürecine müdahale etmesi gerçekleşebiliyor. İşçi hakları için kullanılabilir bir yöntem. Uluslar arası kampanya etkili olabiliyor.
İzmir’de fabrikaya gönderdiğimiz işçi kadına sözleşme yapılmayınca şikayet edeceğimizi belirtmemiz işe yaramadı. Avukatı olduğunu ve ona zarar vermeyeceğini belirtti. Bazı fabrikalarda Cuma günü dini tören ve yayın yapıldığı, çalışanların bu ortama katılmaya zorlandığı saptandı.
Sosyal sorumluluk kapsamında tekstil fabrikasında yürüttüğümüz kadının insan hakları seminerlerinde haklar kapsamında sendika ve örgütlenmeyi de konuştuk. İşçiler işverenin kesinlikle engel olduğunu belirtti. Marka bu durumu biliyor ve hiç birşey yapmıyor.
Urfa’da fabrikalar orta ölçekde. İşçiler sendikalı olmayı konuşmaya başladığında fabrikadan toplu olarak çıkartıldılar. Sigortasız çalışma sıradan ve asgari ücreti talep etme olanağı yok. Birçok yerde hak arama bilinci olsa da koşulların olumsuzluğu işçileri hareketsiz kılıyor. Diyarbakır’da çocuk işçi sayısı çok fazla. Kadınlar ve çocuklar daha düşük ücretle çalıştırılıyor.
İşlerin, işyerlerinin koşulları kötü ve ücretler çok düşük. (Kölelik koşulları) Kadınlar bu şartlarda nasıl işgücüne katılsınlar. İşgücüne katılım artmalı ama koşulları da insana yaraşır olmalı.
Kadın istihdamının düşük olmasının nedeni bakım hizmetlerinin olmaması ve çalışma biçimlerinin insana yaraşır olmaması. Bu iki konuya vurgu yapan bir kampanya yürütmeliyiz.
Geçen yıl kadın ve genç istihdamını artırmak için yapılan yasa değişikliği (yeni işe girenlerin sosyal güvenlik priminin 5 yıl boyunca kademeli olarak fondan karşılanması) istihdama katılımı nasıl etkiledi, bilmiyoruz.
Çalışma Bakanlığı TR’de aktif istihdam politikalarına gerek var diyerek çalışma grubu başlattı. Galatasaray Üni.’DEN bir grup akademisyen 15-17 Aralık’TA toplanıyor. Bu toplantıya tüm verilerin geleceğini ümit ediyoruz. 4-5 ay içinde bir rapor yayınlanabilir. Aktif istihdam politikaları kadın istihdamını olumlu etkiledi ise devam etmesini isteyebiliriz.
Kadınların kısmi zamanlı çalışmasını yasal olarak sağlayacak tasarının sendikalar ve işverenlerin desteği ile meclisten geçme olasılığı yüksek. Kadınların düşük gelir elde etmesini yasallaştıracak olan bu durum yerine iş saatlerinin azaltılmasını ve daha çok istihdamı destekleyen bir talep geliştirebiliriz.
Önlemleri tanımlarken aynı sözleri kullansak bile altını iyi doldurmamız gerekiyor yoksa işverenlerin istediği yönde kadınların aleyhine bir sonuç çıkabilir. İş ve aile yaşamını uyumlaştırma benzer bir tehlike içeriyor. İşveren ve sendikalar kadınların aleyhine olan yarı zamanlı çalışmayı bu önlem ile birleştiriyor.
Neler yapmalıyız?
Çalışma durum tespiti yapalım.
Yeni koşullara uygun çalışma modelleri geliştirelim. Çerçeve metni olarak yazalım.
Kadın emeği – bakım hizmetleri – kadın yoksulluğu – sosyal politika konularını Tekstil, Gıda, Hizmet, Eğitim ve Sağlık iş kollarında inceleyelim.
Herkes kendi durduğu yerden çalışan kadının durumunu tespit etsin. Bütün sektörlerin kesiştiği ortak noktalar kampanya konuları olur.
Kampanyada araç ne olacak? Görsel malzeme olarak ne kullanacağız? Kamuoyuna nasıl ulaşacağız?
Sistem sorunudur önermesi soyut kalmasın. Somut örneklerle sistem sorununu ve çözüm önerimizi anlatalım.
İş bulamayan kadının bulabildiği en kötü işi bile kabul edeceği düşünüldüğünde çok dikkatli olmalıyız.
Gerçek hikayeleri kullanarak uluslar arası standartlarda çalışma hakkı kavramını vurgulayalım. Sistemi sorgulamalıyız.
Gazete ilanı, kart, billboard, tv kısa filmi, rapor yayını, tv reklamı, dizi film kullanılabilir.
Hem evde hem işte çalışıyoruz. Yoksuluz. Geçinemiyoruz. Ayrımcılığa uğruyoruz!
Çalışıyorum, yoruluyorum ama geçinemiyorum!
Yoksulluk kavramını açmalıyız. Çalışan yoksullar. Kadınlar çalışsa da kazançları ile geçinemiyorlar.
Sistemi en anlaşılır şekilde anlatmayı bulmalıyız. Farklı illerde, farklı iş alanlarından kadın hikayeleri.
Herkese sorulacak soruları gönderelim. Soruları kullanarak kadınların hikayelerini yazalım.
Sistem sorununun bu duruma neden olduğunu anlatan bir dil bulmalıyız.
Ne yapacağız, çaresizliğe nasıl düşmeyeğiz sorularına ÖRGÜTLENME ile cevap verebilmenin alt yapısını kurmalıyız. İç boşaltma olarak kalmamalı.
Bakım hizmetleri ile çalışma koşulları nasıl birlikte anlatılabilir? 2 ayaklı mı yürümeli? İç içe geçebilir.
Kapitalist sistemi mi, cinsiyetçi sistemi mi, kapitalist cinsiyetçi sistemi mi sorgulayacağız? Çok genel konuşuyoruz. Konuyu daraltsak.
Örneğin, devlet özürlü istihdam etme kararı almış. Kadın özürlü ne kadar istihdam etmeli, gibi. 38 bin özürlü var. Bugune kadar özürlü istihdam etmediği için suç işlemiş oluyor.
Kamuda kadın istihdamı diğer konu olabilir.
SHÇEK stratejik planı bir başka konu olabilir. Kapanan shçek kurumları kadınları çok zor durumda bırakacak.
Gündemi takip etme yerine GÜNDEMİ BİZ OLUŞTURALIM. Tek konuya odaklanırsak geneli yine kaçırabiliriz.
Profesyonel bir çalışma olsun. Kampanyanın pilot aşaması olsun.
3- PLATFORM NASIL DEVAM EDECEK? – KURUMSAL YAPISI
KEİG Platformu ilgili kurumlar tarafından referans kabul edilen bir yere geldi. Bugüne kadar yapılan çok değerli çalışmalar meyvesini verdi. Güçlü politik bir birlik oldu. Bulunduğu konumda çalışmaları ileriye götürebilmesi için insan kaynağının güçlenmesi gerekiyor. Raporların yazılması, gündemi takip etmek, durum tespiti yapmak, toplantılara katılmak, temsil etmek, yayınları hazırlamak gibi birçok sürekli işin yanında yeni ilişkiler ve yeni talepler de geliyor.
Bunların yapılabilmesi için 2 uzman (ilgili alanda) kadro olmalı.
SİDA fon desteği teklifi var. Bu fon bağlantısı kurulursa kolaylıkla kurumsal yapıyı güçlendirebiliriz.
KADAV sekretaryayı rotasyon kararı ile devretmeyi bir yıldır belirtiyor; fakat bugüne kadar talipli çıkmadı. Bunun üzerine platform adına yeni bir dernek kurulabilir ve dernek altında kurumsallaşılabilir. Yada KADAV ile devam edilebilir.
KADAV’la devam etmede bir sorun yok, fakat KADAV bünyesinde yeterli kadro olmadığı için gerekli olan uzmanlar dışarıdan aranacak.
KEİG Platform yapısında olduğu için bu şekli ile devam etmeli. Hatta rotasyon uygulaması en doğrusu olur. Dernek yapısına dönmesi doğru olmaz. Gevşek demokratik yapı en doğrusu.
Platform olarak kalmalı, ama KADAV sürekli sekretaryayı sürdüremez. Değişiklik için başka bir üye örgüt temsilcisi yardımcı aday olmalı ve çalışmaların nasıl yürütüldüğünü öğrenmeli. Bu şartlarda rotasyon uygulanabilir.
Platform yapısı gereği rotasyon olmalı fakat KEİG uzmanlığı gereği ancak İstanbul ve Ankara’daki dernekler sekretaryayı yürütebilir. Diğer iller bu şekli ile çalışmaları üstlenemez, gerçekçi olursak zorlamamak gerek.
Sekretaryayı yürüten KADAV’a destek olacak hem de çalışmaların detayını öğrenecek ikinci üye örgüt olmalı.
KEİG kadrosu olarak istihdam edilecek uzmanların çalışma koşulları ve iş tanımları detaylı olarak yazılmalı ve çalışanların uzun süreli çalışma garantisi olmalı. Bu süre 3 ya da 5 yıl olabilir. Bu kadrolar platformun fon kaynağını bulmaktan da sorumlu olur. KEİG kadroları koordinatörün sorumluluğunda çalışır.
SiDA’ya yazılacak proje 5 yıllık hazırlansın. Proje kapsamında kampanya, araştırma, toplantılar ve temsil ve savunu giderleri olmalı.
SENDİKALAR
Sendikalar ile ilgili çalışmanın içeriğini KEİG bünyesinden katılan arkadaşlarla yazışarak belirleyeceğiz. Daha sonra sendikalı kadınları davet edip birlikte meclis gündemine hazırlanan sendika yasa tasarısını değerlendirip raporumuzu yazacağız. Aynı zamanda bir süredir ilişkilerini kurduğumuz konfederasyon ve sendika yöneticilerine yönelik toplumsal cinsiyet konulu yuvarlak masa toplantılarının gerçekleşmesini sağlayacağız.