“TİSK KADIN İSTİHDAMI ZİRVESİ” KONULU AÇIKLAMA – MART 2006

KEİG Platformu Basın Açıklaması
Mart 2006

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu –TİSK- ve Hürriyet İnsan Kaynakları 10-11 Şubat 2006 tarihlerinde “Kadın İstihdamı Zirvesi”ni düzenleyerek kadın istihdamı gibi son derece önemli bir konuyu Türkiye’nin gündemine getirdiler.

Aşağıda imzası bulunan kadın örgütleri olarak, işveren örgütlerini çatısı altında toplayan TİSK’in bu girişimini olumlu karşılıyoruz.

Ancak, gerek toplantının örgütlenmesi sürecinde, gerekse toplantı sonucu ortaya çıkan sonuç bildirisinde yıllardır bu konu üzerinde çalışan kadın örgütlerinin, akademisyenlerin ve aktivistlerin deneyim, birikim ve taleplerinin büyük ölçüde dışlanmış olduğunu görüyoruz.

“Kadın İstihdamı Zirvesi”nin 13 Şubat 2006 tarihli sonuç bildirisi, kadın istihdamı sorununun çok boyutlu bir sorun olduğunu dile getirmesine rağmen, öne sürülen çözüm önerileri konuyla ilgili ufku dar ve büyük ölçüde kadın perspektifinden uzak bir görüşü yansıtmakta ve bildiri, kadın istihdamını artırmada esas teşkil edecek çözüm önerilerini dışlamaktadır.

Biz aşağıda imzası bulunan kadın örgütleri, Türkiye’de kadın istihdamının OECD ülkeleri içinde en düşük seviyede olmasının başlıca nedenleri olarak şu saptamaları yapıyoruz:

1. Hükümetler tarafından sürdürülen makro-ekonomik politikaların düzenli ve güvenceli istihdam yaratma kapasitesinin yetersizliği ve toplumsal cinayet perspektifinden yoksunluğu, kadınların hem çalışma yaşamına hem de katıldıktan sonra yaşadıkları sorunları derinleştirmektedir. İşsizlik oranları her yıl daha da yükselmekte, kadın işsizliği erkeklere kıyasla çok daha yüksek düzeylerde seyretmektedir.

2. Toplumsal yaşamda süregelen toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, eğitimden çalışma yaşamına ve siyasi temsile kadar her alanda kadınların ikincil olarak görülmesine neden olmakta, bu çerçevede erkeklerin kazancı birincil olarak değerlendirilmektedir. Gerek aile içi, gerek iş yaşamı ilişkileri varolan bu rol dağılımı üzerinden yapılandırılmaktadır.

3. Geleneksel cinsiyet rollerine dayalı aile içi iş bölümü çerçevesinde çocuk, hasta, yaşlı bakımı ve ev işleri gibi hizmetlerin esas olarak kadınların sorumluluğu olarak görülmesi, onların iş yaşamına girerken ve kariyer basamaklarında yükselirken önlerine çıkan en önemli engeldir.

4. Kadınların hareket özgürlüğü üzerinde erkek egemen aile ve toplum yapısının oluşturduğu baskılar nedeniyle kadınların ev dışında çalışmasına engeller konulmaktadır.

5. Aile içinde olduğu gibi iş yaşamında da cinsiyete dayalı ayrımcılık bütün şiddetiyle kendini göstermektedir. Kadınlara açık olan işler büyük çoğunlukla düşük ücretli, sosyal güvencesiz ve ağır çalışma koşullarına tabi işlerdir.

6. Kadınların işe girerken ve işte çalışırken karşılaştıkları ayrımcılığın önlenmesine ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik girişimlerde bulunacak ve bu konudaki gelişmeleri izleyecek mekanizmalar bulunmamaktadır.

TİSK’in kamuoyuna sunduğu “Kadın İstihdamı Zirvesi” sonuç bildirisinde kadın istihdamını düşük olmasını temel nedenlerinden biri olan kadın örgütlerinin dağınıklığından söz edilmektedir. Oysa, bugün Türkiye’de eşitlik politikalarının gündemini ağırlıklı olarak bağımsız kadın örgütler belirlemekte, kadın-erkek eşitlini sağlamaya yönelik çalışmalar yapan güçlü bir kadın hareketi bulunmaktadır. Kadın Örgütleri, Medeni Kanun’un ve Türk Ceza Kanunu’nun kabul sürecinde, hem kendi aralarında güçlü ve demokratik bir işbirliği sergilemiş, hem de baskı grubu olarak önemli kazanımlara imza atmışlardır. Şu anda kadın örgütleri, siyasette kadın oranını artırmaktan, kadına yönelik şiddete, kadının ekonomik açıdan güçlendirilmesinden, insan haklarının korunup geliştirilmesine kadar uzanan oldukça geniş bir yelpazede, birlik ve dayanışma içinde faaliyet göstermektedir. Türkiye’de  kadın örgütlerinin Avrupa Kadın Lobisi’ne üyeliği de böyle bir işbirliği ve dayanışmanın ulusal alanda kurulup uluslararası alana yansımasının ürünüdür

Türkiye’de kadın örgütleri, aktivistler ve kadın bakış açısına sahip akademisyenler olarak yıllardır birlikte çalışarak oluşturduğumuz ve gerçekleşmesi için mücadele verdiğimiz, kadın istihdamını artırmaya yönelik taleplerimiz aşağıdadır:

1. Yeni istihdam alanları yaratmak ve bunları kadınlara açık olmasını sağlamak devletin ve özel sektörün en başta gelen sorumlulukları arasındadır. Bu bağlamda, işsizliği azaltılmasına yönelik aktif istihdam politikaları oluşturulmalı ve içine kapsamlı bir kadın istihdam politikası dahil edilmelidir. Oluşturulacak politikaların en kısa zamanda uygulamaya konulması için somut ve zaman sınırlı hedeflerden oluşan bir planlama yapılmalı; belirlenecek eşitlik politikalarının hayata geçirilmesi için konu ile ilgili kurum ve mekanizmalar finans ve insan kaynağı açısından yeterli hale getirilmeli ve bunun için bütçeden ayrı bir kaynak ayrılmalıdır.

2. Parlamentoda Kadın Erkek Eşitliği Daimi Komisyonu kurulmalı ve bu komisyon meclise intikal eden yasaları toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden değerlendirmelidir.

3. Kadınların ve erkeklerin sorumlulukları toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi ile yeniden ele alınmalı; varolan zihniyet kalıplarını değiştirmeye yönelik mekanizmalar oluşturulmalıdır. Bu çerçevede; kadınların üzerindeki çocuk, hasta, yaşlı, bakımı gibi sorumluluklar, erkeklerin de eşit şekilde üstlenmeleri beklenen toplumsal bir sorumluluk olarak kabul edilmeli, kamu ve özel sektör kaynaklarının seferberliği ile bu hizmetlerin sağlanması yoluna gidilmelidir. Bu çerçevede;

Çocuk bakımına dair bütün sorumlulukların ebeveynler tarafından eşit paylaşılmasına katkıda bulunmak amacıyla ebeveyn izni düzenlemesi bir an evvel yasallaştırılmalıdır;

*Bu yapılana kadar aynı belediye sınırları içinde birden çok işyeri bulunan işverenin işyerinin emzirme odası ve kreş açma yükümlülüğü açısından tek bir işyeri gibi mütalaa edilmesi sağlanmalıdır.
*Ayrıca sanayi bölgelerinde işverenlere, çalıştıkları toplam işçi sayısından bağımsız olarak ortak emzirme odası ve kreş açma yükümlülüğü getirilmeli, bu noktada yerel yönetimlere de katkı yükümlülüğü getiren bir düzenleme yapılmalıdır.
*Bu bağlamda yalnızca kadınlar için doğum izni düzenlemesi yapmak yeterli değildir. Kadınların doğum izninden döndükten sonra değişen iş koşullarına uyumunu sağlayacak hizmet içi eğitimlerin işveren tarafından verilmesini sağlamak ve kadınların aynı veya eşdeğer pozisyonda çalışmasını garantilemek gerekmektedir. Bunun için İş Kanunu’nda bu konu ile ilgili düzenleme yapılmalıdır.

4. İş Kanunu’nun kapsamı kadın istihdamı açısından bakıldığında oldukça dardır; kadın istihdamını sadece artırmak değil aynı zamanda çalışma koşullarını da düzeltmek açısından gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bu çerçevede;

*Geçici ve yevmiyeli olarak ev hizmetlerinde çalışan kadınlar kanun kapsamına alınmalıdır.
*Kadınların ağırlıklı olarak istihdam edildiği tarım sektörü için Tarım İş Yasası çıkarılmalıdır.
*İşe alınma sürecinde uygulanan cinsiyet ayrımcılığını önlemek için İş Kanunu’nda iş ilişkisi “işe alma sürecini” kapsayacak şekilde tanımlanmalıdır.
*İş Kanunu’nun kapsamı cinsiyete dayalı ayrımcılığın yanında cinsel yönelim ayrımcılığı, etnik ayrımcılık, dinsel ayrımcılık gibi bütün ayrımcılık türlerine karşı olacak biçimde genişletilmelidir.

5. Kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları eşitliği sağlamak için ve her türlü ayrımcılığa karşı mücadele etmek için, kadınların işe alınma aşamasından, meslek içi eğitime ve işte yükselmeye kadar, her aşamada karşı karşıya kaldıkları cinsiyete dayalı ayrımcılığın sorgulanmasını ve dönüştürülmesini sağlayacak aktif mekanizmalar geliştirilmelidir. Bu bağlamda bünyelerinde cinsiyet ayrımcılığını ve işyerinde cinsel tacizi önlemeye yönelik kurumsal yapılar aciliyetle geliştirilmeli ve uygulamaya konmalıdır.

6. Çalışma hayatında kadın erkek arasında dengeli bir yapı oluşana kadar pozitif ayrımcılık uygulanmalı; pozitif ayrımcılık uygulaması devlet tarafından teşvik edilmelidir.

7. Türkiye’de kadınlar erkeklerin kazancının yaklaşık % 46’sını kazanmaktadır. Bu ayrımcılığın önlenmesini sağlamak için bir ilk adım olarak eşdeğer işe eşit ücret prensibinin uygulanabilmesi için ücretlerin dayandırıldığı nesnel bir iş sınıflandırma sistemi geliştirilmelidir. Ayrıca, kadınlara kendilerini geçindirecek bir hane reisi erkeğin olduğu varsayımıyla yapılan keyfi düşük ücret ödeme uygulamaları denetlenmelidir.

8. Ekonomik, sosyal ve siyasal hayatta kadınlar için nihai eşitliği sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bunun için toplumsal yaşamda eşitliğe ulaşıncaya kadar geçici özel önlem politikaları uygulanmalıdır. Kadınların karar alma mekanizmalarında yer almaları için en az %30 kota uygulaması siyasi partiler kanunu çerçevesinde kadınlar tarafından yıllardır talep edilmektedir. Kadınlar lehine benzer kota uygulamaları, kamu ve özel işyerinde işe alımlarda, atama ve yükseltmelerde de hayata geçirilmelidir.

Aşağıda imzası bulunan kadın örgütleri olarak, Türkiye’de kadın istihdamının artırılması için yukarıda sıraladığımız politika ve uygulamaların bir bütün olarak ele alınması gerektiğini savunuyor, kadınların istihdamının sadece sayısal olarak artırılmasını değil, aynı zamanda kadınların insana yaraşır çalışma koşulları içinde, erkeklerle eşit olanak ve fırsatlara sahip olarak istihdam edilecekleri bir ortamın oluşturulmasını talep ediyoruz . Bu ortamın oluşturulması için atılacak her adımda, yukarıda sözünü ettiğimiz politika ve uygulamalar çerçevesinde kamu ve özel sektörü bizlerle birlikte çalışmaya çağırıyoruz.

•         Adana Küçük Dikili Kır Çiçeği Kadın Derneği
•         Ankaralı Feministler
•         Avrupa Birliği Eşitlik Grubu – ABEG
•         AKL Türkiye Ulusal Koordinasyonu
•         Çanakkale EDER
•         Demokratik Özgür Kadın Hareketi
•         DİKASUM- Diyarbakır
•         Emekçi Kadınlar Derneği Ankara Girişimi
•         EPİ-DEM-Diyarbakır
•         Filmmor Kadın Kooperatifi
•         Girişimci Kadın Derneği
•         IRIS Eşitlik Gözlem Grubu
•         İzmir Bağımsız Kadın İnisiyatifi
•         İzmir Kadın Dayanışma Derneği
•         KADAV Yeni Adım Kadın Sitesi
•         KA-DER ANKARA Şubesi
•         KA-DER Genel Merkez
•         Kadın Dayanışma Vakfı-KDV
•         Kadın Girişimcilik Danışma Kurulu-Diyarbakır
•         Kadın İnsan Hakları Yeni Çözümler Vakfı
•         Kadınlarla Dayanışma Vakfı-KADAV
•         Kadın Girişimcilik Danışma Kurulu-Diyarbakır
•         KA-MER
•         KAOS-GL
•         KARDELEN Kadın Merkezi-Diyarbakır
•         KAYA-Kadın Yurttaş Ağı
•         KAZETE
•         Kibele Kadın Kooperatifi-Diyarbakır
•         Kırk Örük Kadına Yönelik Şiddetle Mücedele Derneği
•         MORÇATI
•         Ok Meydanı Atölye Morkağıt
•         Pazartesi Dergisi
•         Petrol-İş Kadın Dergisi
•         SELİS Kadın Danışmanlık Merkezi-Diyarbakır
•         Toplumsal Gelişme İçin Kadın, Gençlik, Çevre ve Kültür Derneği
•         Türk Kadınlar Birliği Adalar Şubesi
•         Van Kadın Derneği
•         WINPEACE

 

Şunlar İlginizi Çekebilir...