Orta Vadeli Plan ve Analık İzni Yönetmeliği neler getiriyor?
Kasım 2016
11 Ekim 2015 tarihinde Orta Vadeli Program (2016-2018) yayımlandı[1]. Programın istihdam başlığı altında şimdiye kadarki planlardan ve uygulamalardan farklı bir resim görünmüyor. Eğitim sisteminin işgücü piyasasıyla uyumunun güçlendirilmesine vurgu yapılırken, kadınların da içine dâhil edildiği dezavantajlı grupların işgücüne katılım ve istihdam oranlarının artırılmasına yönelik politikalara devam edileceği belirtiliyor.
Daha sonra gelen maddelerde ise esnek çalışma, özel istihdam bürolarının faaliyetlerinin yaygınlaşması ve geçici iş ilişkisini kapsayacak şekilde genişletilmesi ve kıdem tazminatı sisteminin geliştirilmesi konuları ele alınıyor. Bilindiği gibi yeni sistemde bireysel kıdem tazminatı hesabı kurulması öngörülüyor. Şu an varolan sistemde bir yıllık çalışma karşılığında 30 günlük brüt ücret verilirken yeni sistemde bu süre 20 güne düşürülüyor. Diğer taraftan işveren işçiyi işten çıkardığında kıdem tazminatı ödemesi zorunluluğu da ortadan kalkıyor. Dolayısıyla çalışanın maddi kaybının yanı sıra, işverenin işçileri çıkarması da kolaylaşıyor. Görünen o ki, hükümet işgücü piyasasını güvencesizleştiren ve kazanılmış hakları budayan işveren odaklı istihdam politikalarını uygulamaya devam etmek niyetindedir.
Orta Vadeli Program arkasından yayımlanan Analık İzni ve Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışma Hakkında Yönetmelik[2] ise bir süredir beklenen, “Anneye her ay 823 TL” manşetleriyle haberi yapılan[3] ve hükümetin seçim vaatleri içerisinde yer alan çalışan annelerin yarı zamanlı istihdamı konusunu açıklığa kavuşturuyor. Eski başbakan Ahmet Davutoğlu 1 Kasım seçimleri öncesinde açıkladığı seçim beyannamesinde kadınların ilk çocukta 2 ay, ikinci çocukta 4 ay, üçüncü çocukta 6 ay yarım gün çalışıp tam ücret alacaklarını, bu süreden sonra sonra hala çocuklarının yanında kalmak isteyenlerin çocukların eğitim yaşına kadar yarı zamanlı çalışabileceklerini ifade etmişti[4]. Aslında burada bahsi geçen tam maaş almanın da doğru olmadığını, asgari ücretin üstünde maaş alan kadınların gelir kaybına uğrayacağını daha önceki bir yazımızda belirtmiştik[5]. Ancak görünen o ki, yarı zamanlı çalışma ve tam maaş almak yalnızca memur kadınlar için geçerli. Devlet Memurları Kanunu’na[6] eklenen ek madde ile yarı-zamanlı çalışma izni ve yarı-zamanlı çalışma hakkı olarak iki durum tanımlanıyor. Yarı-zamanlı çalışma izni memur kadınlara analık izni bitiminden sonra ilk çocukta 2 ay, ikinci çocukta 4 ay ve üçüncü çocukta 6 ay yarı zamanlı çalışma ve tam maaş alma imkanı verirken, yarı-zamanlı çalışma hakkı her iki ebeveyn için eşlerin her ikisi de çalışıyorsa, çocuk ilkokul çağına gelene kadar birinci çocukta 2 ay, ikinci çocukta 4 ay ve üçüncü ve diğerlerinde 6 ay olarak istenildiği zaman kullanılması biçiminde düzenlenmiştir. Yani, ortaya atıldığı gibi çocuk ilkokula başlayana kadar yarı-zamanlı çalışma söz konusu değildir. Kısmi Süreli Çalışma hakkındaki Yönetmelik de İş Kanunu’na bağlı çalışanlar için yalnızca yarı-zamanlı çalışma hakkı düzenlenmiştir. Yani işçiler isterlerse yarı-zamanlı çalışacak, ancak maaşları ve sosyal güvenlik haklarının yarı yarıya düşmesi söz konusu olacaktır. Dolayısıyla süt izni ve ücretsiz izin de olduğu gibi yarı zamanlı çalışma izninde de memur ve işçi kadınlar arasında ayrımcılık yapılmaktadır[7].
Diğer taraftan hem memur hem de işçi kadın yarı zamanlı çalıştığında süt iznini kullanamayacaktır. Yani yine bir hak kaybı bulunmaktadır. Ayrıca yarı-zamanlı çalışma her ne kadar her iki ebevyne tanınıyor olsa da kadınların erkeklerden daha düşük ücret aldığı ve çocuk bakımının kadınların sorumluluğu olarak görüldüğü göz önüne alındığında bu hakkın çoğunlukla kadınlar tarafından kullanılacağı ihtimalinin yüksekliğinin de altını çizmek gerekmektedir.
Diğer taraftan yarı zamanlı çalışma, geçici işçiliğin yaygınlaştırılmasında bir atlama taşı işlevi de görmektedir. Doğum iznini kullanan kadınların ya da doğum sonrası yarı-zamanlı çalışanların yerine “kiralık işçiler” çalışacak, izin bitiminde ya da tam zamanlı çalışmaya geçildiğinde ise kısa süreli çalışan kişinin sözleşmesi otomatik olarak feshedilecektir.
KEİG platformu olarak yarı zamanlı çalışmanın iş ve aile yaşamı arasındaki çatışmayı çözmeyeceğini, ne kadınların istihdama katılmalarını ne de çalıştıkları işte kalmalarını teşvik edecek bir uygulama olduğunu düşünüyoruz. Bu tip politikalar kadınlara yüklenen bakım sorumluluğu üstünden işgücü piyasasını güvencesizleştirme çabasından başka bir anlam taşımamaktadır.
[1] Orta Vadeli Program, http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/OrtaVadeliProgramlar/Attachments/12/Orta%20Vadeli%20Program%20(2016-2018)(Revize).pdf
[2] Analık İzni ve Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışma Hakkında Yönetmelik http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/11/20161108-11.htm
[3] “Anneye her ay 823 TL”, Habertürk, 18 Eylül 2016, http://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1298067-anneye-her-ay-823-tl
[4] “Ak Parti’nin seçim beyannamesi açıklandı” Milliyet, 4 Ekim 2015, http://www.milliyet.com.tr/ak-parti-nin-secim-vaatleri/siyaset/detay/2126729/default.htm
[5] “Müjdeyle Gelen Yarı-zamanlı Çalışma ve Ardındakiler”, KEİG, 3 Ekim 2016, http://www.keig.org/?p=3519
[6] Devlet Memurları Kanunu, http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.657.pdf
[7] Memur kadınlar ilk 6 ay 3 saat, ikinci 6 ay 1,5 saat süt izni kullanabilirken işçi kadınların süt izni 1,5 saattir. Ücretsiz izin ise hem erkek hem kadın memur tarafından 24 ay süre ile kullanılabilirken, bu izin 6 ay olarak yalnızca kadın işçiye tanınmaktadır.